|
|
|
|
İstanbul Adliyesi'nde görülen ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun yargılandığı davada mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Mahkeme Başkanı Avukat ve savcılar mahkeme heyetine eşit mesafede değildir dedi.
İSTANBUL - Beşiktaş Adliyesi’ndeki hakim ve savcıların İstanbul Emniyeti’nde görevli polis müdürleriyle yediği iftar yemeğinin fotoğraflarının internet sitesi Odatv'de yayınlanmasıyla ilgili davaya devam edildi.
Ergenekon soruşturmasından tutuklanan Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun sanık olarak yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti ile avukatlar arasında polis, savcı ve hakim ilişkileriyle ilgili tartışma yaşandı.
Terkoğlu, savunmasında fotoğrafların haber değeri taşıdığını, Ergenekon davası öncesinde polis müdürlerinin bu davaya bakacak isimlerle yemek yemesinin kamuoyunda eleştiri konusu olduğunu ve yanlış algılmalara yol açacağını söyledi.
Terkoğlu, Eğer bu haber ileri demokratik bir ülkede yayınlansaydı ödül alırdı ancak ben yargılanıyorum dedi ve beraatını istedi.
Söz sırası savunma avukatlarına geldiğinde Mahkeme Başkanı'la avukatlar arasında tartışma yaşandı. Avukatlar, Hakim ve savcılar avukatlarla yemek yer mi ki polislerle yiyor dediler. Bu sözlere Mahkeme Başkanı tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez dedi. Uyuşturucu avukatı tanımlaması üzerine savunma avukatları ayağa kalkarak tepki gösterdiler.
Mahkeme Başkanı ilginç bir tespitte de bulunarak, Amerika ve Türkiye arasında yargılama farkı vardır. Amerika'nın yargı sistemi gibi değiliz. Savcılar ve hakimler beraber çalışırlar çünkü savcılar gerektiğinde sanık lehine de delil toplar aleyhine de delil toplar. Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır. Burası Amerika değildir dedi.
Duruşma 17 Ağustos’a ertelendi.
Kaynak : ntvmsnbc
|
|
 |
|
 |
|
Haberde yazılan olaylar ve sözler doğru mu, bilmiyorum. Doğru ya da değil, iki husus dikkat ve tepki çekici; bu iki hususta birkaç tümce yazmak istiyorum:
1-
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Mahkeme Başkanı Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez dedi. Uyuşturucu avukatı tanımlaması üzerine savunma avukatları ayağa kalkarak tepki gösterdiler.
|
|
 |
|
 |
|
"Hiçbir hakim uyuşturucu avukatıyla yemek yemez"
Ben de yemem, yiyemem. İsteseniz de "Uyuşturucu avukatıyla", Peter Pan'la, Superman'le, Kırmızı Başlıklı Kız'la, Gargamel'le, Kötü Kalpli Cadı'yla yemek yiyemezsiniz. Olmayan biriyle nasıl yemek yiyeceksiniz? Bu ancak filmlerde, dizilerde olasıdır.
2-
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
Mahkeme Başkanı ilginç bir tespitte de bulunarak, Amerika ve Türkiye arasında yargılama farkı vardır. Amerika'nın yargı sistemi gibi değiliz. Savcılar ve hakimler beraber çalışırlar çünkü savcılar gerektiğinde sanık lehine de delil toplar aleyhine de delil toplar. Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır. Burası Amerika değildir dedi.
|
|
 |
|
 |
|
"Bu nedenle avukat ve savcıların mahkeme hayetine eşit mesafede olduğunu düşünmeniz yanlıştır."
Bu tümceden herkes şunu anlamış: "Avukatlarla Cumhuriyet Savcıları (ya da hakimler) eşit değildir."
Demir, çimento ve kum birbirine eşit midir? Birbiri ile karşılaştırılamayacak denli farklı bu üç unsur arasında "bu diğerinden üstündür" bağlantısı kurulamaz. Ama üçü doğru bir biçimde biraraya getirildiğinde sağlam bir bina yapmak mümkündür.
Peki ya un, şeker ve yağ? Hangisi hangisinden üstündür? Yukarıdaki tümceyi, "sağlam bir bina" yerine "güzel bir helva" koyarak okuyunuz.
Ya da en iyisi; binadan, helvadan, en önemlisi yargılamadan bir unsuru çıkarıp, elimizde ne kaldığına bakınız.