Sayın Meslektaşlarım,

bir konuda tereddütte kaldım yardım rica ediyorum.

Konu kısaca şöyle..; haksız fiil sonucu 2 davalıya ayrı ayrı 5.000,oo TL olarak toplam 10.000,oo TL tutarında manevi tazminat davası açtım.Davalılar,Asliye Ceza Mahkemesi'nde kişinin hayatını gizlice kayda almak suçundan birlikte mahkum oldular.Dava dilekçesinin sonuç kısmında müşterek ve müteselsilen ibaresini yazmayı unutmuşum ancak daha sonra ilk duruşmanın akabinde bununla ilgili ıslah dilekçesi de verdim.

Davalıların vekili ise..; davalılar için ayrı ayrı 5.000,oo TL istendiğinden görevli yargılama yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu ileri sürdü.

Baki Kuru'nun kitabından yaptığım araştırmada yazar ayrı ayrı manevi tazminat istemleri istendiğinde..; toplamı görev olarak Asliye Hukuk Mahkemesi sınırında kalsa dahi ayrı ayrı değerlendirilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu yazmış.

Sözkonusu suç,karı-koca eczacının,rakipleri olan eczacının işyerini gizlice izlemekten ibaret.Mahkeme,davalıları suçlu buldu ve mahkum etti.Karar,temyiz edildi.Ben,sözkonusu fiilde mecburi dava arkadaşlığı olduğunu düşünerek ayrı ayrı Sulh Hukuk Mahkemesi görev sınırı içinde olan tazminat bedelini toplam olarak düşünerek Asliye Hukuk Mahkemesine dava açtım.

Bu konuda bir içtihat da bulamadım.Yardımcı olursanız sevinirim.

Saygılar...

Av.Koray Gökçen