Mesajı Okuyun
Old 09-03-2011, 21:52   #10
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Devamla;

A___ ile A___'i kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten, memura mukavemetten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Ö___'ün yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin (A___ Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 25.04.2006 gün ve 395/252 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ile sanık müdafii taraflarından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1- Kabule göre; kasten öldürmeye teşebbüs ve olası kast ile yaralama suçlarından kurulan hükümler açıkça sanığın lehine olduğundan tebliğna-medeki düşünceye iştirak edilmemiştir.

2- Sanığın Adli Sicil Kaydındaki mahkumiyetleri dikkate alındığında hakkında CMK'nın 231. maddesinin uygulanması imkanı olmadığı değerlendirilmiştir.

3- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde bozma nedeni saklı kalmak üzere suç nitelikleri tayin, tahrike dayalı cezayı azaltıcı sebebinin nitelik ve derecesi ile takdire dayalı cezayı azaltıcı sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafünin eksik incelemeye, suçların sübut bulmadığına, vasfa, takdiri indirim sebeplerinin varlığına, vesaireye, C.Savcısının Ayfer'e yönelik suçun vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

A- Sanığın yakın mesafeden A___'a yönelik yaptığı atışta, hedef alınan vücut nahiyesi, meydana gelen yaralanmanın niteliği, sonradan mağdurun yanına kadar gidip tekme ile vurmasına rağmen atışlarına devam etmemesi dikkate alındığında, kastının öldürmeye yönelik olduğunun şüpheli kaldığı, bu nedenle mağdurun 5237 TCK'ya uygun raporu da alınıp lehe yasa belirlenerek kasten yaralama suçundan cezalandırılması gerekirken suç vasfının yazılı şekilde öldürme olarak tayini,

B- Sanığın mağdur A___'a yönelik atışları sırasında orada bulunan mağdur A___'in yaralanmasında, mağdurdan kaynaklanan haksız bir eylem bulunmadığı halde, sanık lehine tahrike dayalı indirim hükümlerinin uygulanması,

C- Memura direnme suçundan 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı TCK'nın olaya ilişkin hükümlerinin somut şekilde karşılaştırılıp lehe yasanın belirlenmesi gereğinin yerine getirilmemesi,

D- 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan tekerrür uygulaması nedeni ile 5237 sayılı TCK'nın açıkça lehe olduğu halde, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve temel adli para cezasının 450 YTL yerine fazla tayini,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile C.Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), 03.04.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 1. Ceza Dairesi 2008/3308 E.N , 2009/5944 K.N. İçtihat

Üyemizin ÖzetiSanıkla mağdur arasında öldürmeyi gerektiren bir bir husumet bulunmadı,olayın gece gerçekleştiği, sanığın mağdurun hayati önem taşıyan organlarına yönelik bir darbe gerçekleştirdiğine yönelik delil olmayışı ayrıca sanığın eylemine kendiliğinden son vermiş olduğu dikkate alınarak sanığın öldürmeye kastının varlığını ortaya çıkartan sabit ve inandırıcı delil olmadığı göz önüne alınarak bıçakla yaralama suçundan hüküm kurulmalıdır.
(Karar Tarihi : 14.10.2009)
Y____'ı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık E____'in yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (M____ İkinci Ağır Ceza Mah-kemesi)'nden verilen 20.06.2007 gün ve 106/282 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi CSavcısı ile sanık müdafii taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Oluş ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın, mağduru sağ sırt bölgesinde hemopnömotoraks, sırt sol bölgesinde cilt altı amfizemi, çenede yüzeysel sıyrık oluşturacak şekilde 3 bıçak darbesiyle yaraladığı, yaralardan iki
adedinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu, sadece sırt sağ bölgedeki yaranın batına nafiz olup herhangi bir iç organ, büyük damar ve sinir yaralanması oluşturmadığı, sanık ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirir husumet bulunmadığı, olayın gece koşullarında gerçekleştiği ve sanığın kavga ortamında özellikle mağdurun hayati organlarının bulunduğu bölgeye hedef alarak darbe gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığı, engel bir durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son verdiği dikkate alındığında, sanığın öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, kasten bıçakla yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), bozma sebebi gözetilerek sanığın bu suçtan tahliyesine, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 14.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.

YARGITAY 1. Ceza Dairesi 2007/8490 E.N , 2008/1371 K.N. İçtihat

Üyemizin ÖzetiÇekişli raporlar suçun vasfını değiştirebileceği için, suçun hangi yaralama mı yoksa adam öldürmeye teşebbüs mü olduğu ancak raporlardaki çelişkiler giderildikten sonra belli olabilir.
(Karar Tarihi : 26.02.2008)
E…..'ı kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanıklar O…., G....., C____ ve A____'in yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (K_____ Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 31.01.2007 gün ve 190/15 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava dosyası C.Başsavcılıgı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1- Katılan hakkında İ____ Devlet Hastanesinde Beyin Cerrahi Uzmanı tarafından düzenlenen 31.03.2006 tarihli geçici raporda "hayati tehlikesinin mevcut bulunduğu", Adli Tıp Kurumu Kocaeli Şube Müdürlüğü'nce düzenlenen 08.05.2006 tarih ve 2006/2278 sayılı raporda, katılanın kesici delici alet yaralanmasına bağlı arızasının "yaşamını tehlikeye düşürmediği, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu"nun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu K_____ Şube Müdürlüğü'nün 09.08.2006 tarih ve 2006/3779 sayılı raporunda ise, "sağ gözdeki travmatik bulgular değerlendirmeye alınmayarak, sol uyluk arka kısımda üç adet, sol ön kolda bir adet, göğüs sol kısmında bir adet olan kesici ve delici alet yaralarının katılanın yaşamını tehlikeye düşürmediği, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu"nun belirtildiği, raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla;

Katılana ait tüm geçici ve kesin raporlar ile tedavi evraklarının, film ve grafilerinin dosya aslı ile birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilerek;

Katılandaki yaraların (sol orbital ve sol frontal bölgedeki yaralar dahil) ayrı ayrı yaşamını tehlikeye sokup sokmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği, iç organ harabiyetine neden olup olmadığı, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olup olmadığı,

2-Olay yerinden ele geçirilen bıçak üzerindeki parmak izinin sanıklara ait olup olmadığı,

Hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmeden yazılı şekilde eksik soruşturma sonucu karar verilmesi,

3-Kabule göre de; sanıklar O…. ve G..... hakkında kurulan hükümlerde, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğunun kararda gösterilmemesi,

Yasaya aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), sanıklar O…. ve G..... hakkında hükmolunan ceza miktarları ve tutuklulukta geçirdikleri sürelere göre, sanıklar müdafiinin tahliye isteminin reddine, 26.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 1. C.D. 2008/3308 E, 2009/5944 K. İçtihat

Üyemizin ÖzetiYerel mahkemenin Kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu üzerinden yargılama yaptığı sanık, Yargıtay tarafından adam öldürme fırsatı varken yapmaması üstelik yaralamaların basit tıbbi müdahale ile tedavi edilebilir seviyede olması ve adam öldürme saikını kanıtlayan bir delil olmaması sebebiyle davanın TCK. M.86 hükümlerine göre yargılanması gerektiği belirtilmiştir.
(Karar Tarihi : 14.10.2009)
Y____'yi kasten öldürmeye teşebbüsten sanık E____'nin yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (M____ İkinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 20.06.2007 gün ve 106/282 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C.Savcısı ile sanık müdafii taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Oluş ve dosya içeriğine göre; olay günü sanığın, mağduru sağ sırt bölgesinde hemopnömotoraks, sırt sol bölgesinde cilt altı amfizemi, çenede yüzeysel sıyrık oluşturacak şekilde 3 bıçak darbesiyle yaraladığı, yaralardan iki
adedinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu, sadece sırt sağ bölgedeki yaranın batına nafiz olup herhangi bir iç organ, büyük damar ve sinir yaralanması oluşturmadığı, sanık ile mağdur arasında öldürmeyi gerektirir husumet bulunmadığı, olayın gece koşullarında gerçekleştiği ve sanığın kavga ortamında özellikle mağdurun hayati organlarının bulunduğu bölgeye hedef alarak darbe gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığı, engel bir durum olmamasına rağmen kendiliğinden eylemine son verdiği dikkate alındığında, sanığın öldürme kastını açığa çıkaran kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, kasten bıçakla yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülerek, öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), bozma sebebi gözetilerek sanığın bu suçtan tahliyesine, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 14.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.