01-03-2011, 23:41
|
#195
|
|
Bu sistemlerin keyfi ve düzensiz kullanımının başta kişisel verilerin ve özel hayatın gizliliği olmak üzere bir çok hukuk kuralını ihlal etme ihtimalinin yüksek olduğu muhakkaktır.
1980 yılında OECD tarafından belirlenen “Adil Bilgi Uygulama Kuralları” özünde: *Bilgi toplanmasına belli kısıtlamalar getirerek, sadece gerekli bilgilerin toplanmasına izin verilmesini, *Mümkün olabilen durumlarda bilginin doğrudan kişinin kendisinden alınmasını, bilgi alınmasının sebebinin açıklanmasını ve neden bu bilgiye gereksinim duyulduğunun açıklanmasını, *Toplanan bilginin sadece bildirilen neden için kullanılmasını, *Bilgi veren kişiye, kişisel bilgilerine girme ve yanlış ise düzeltme olanağı verilmesini ister.
Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin 1995 yılı tarihli 95/46/EC sayılı yönergesine göre veriler yasal çerçevede toplanabilir ve verinin öznesine sistem hakkında bilgilendirilme yapılır. Veriler, verinin öznesine açıktır, veri sahibinin verilere itiraz ve yanlış olan verilere karşı düzeltme hakkı vardır. Yönerge de asıl önemli olan Verinin gizliliği ve güvenliğini koruma ilkesidir. 2001 tarihli (CE) 45/2001 sayılı Avrupa Parlementosu ve Konseyi’nin Topluluk Kurum ve Organlarına Yönelik Verilerin Korunmasına İlişkin Düzenlemesine göre de kişisel veriler; adil ve yasal olarak, belirlenen, açık ve yasal olan amaçlar için toplanmalı ve ancak bu amaçlar doğrultusunda kullanılmalı, toplanma amacıyla ilgili ve yeterli ölçüde olmalı, bu amacı aşmamalı, doğru ve güncel olmalı (yanlış ya da eksik olan verinin silinmesi ya da düzeltilmesi için gereken yapılmalı) ve ancak amaca uygun olarak gerektiği sürece saklanmalıdır.
Ülkemizde, Özel Hayatın Gizliliği, Haberleşme Hürriyeti ve Haberleşmenin Gizliliği Anayasa ile korunmuştur. (T.C.Anayasası Madde 20, Madde 22). Türkiye ayrıca; (8.maddesiyle) “Herkesin Özel ve Aile Hayatına, Konutuna ve Haberleşmesine Saygı Gösterilmesini” hükme bağlayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1954 yılında onaylamış; “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması”’na ilişkin 108 sayılı Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni de 1981 yılında imzalamıştır. Bunların yanı sıra Türkiye, veri koruması ve sınır-ötesi bilgi akışı konusundaki OECD Yönlendirici İlkeleri’ni de imzalamıştır.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar başlıklı dokuzuncu bölümündeki maddelerle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması başlıklı 135.maddesi ve Teknik Araçlarla izleme başlıklı 140.maddelerinde ise ilgi çekici düzenlemeler mevcuttur.
Alintidir.saygilarimla..
not: katilimcilardan `ozel hayata mudahale siniri`nin ne zaman asilmis olacagi ne zaman olmayacagi konusunda yorumlarini bekliyorum.. iyi aksamlar
|