Mesajı Okuyun
Old 25-02-2011, 21:55   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan butterfly
Merhabalar,

Sanık yolda aracıyla giderken (2 kişiler araçta), öndeki araç tarafından (bu araçta da 2 kişi var) sıkıştırılıyor ve bunun sonucunda iki taraf arasında geçen sözlü hakaretlerin üstüne kavga çıkıyor. Bunun üzerine, sanık, karşı tarafı bıçaklıyor ve ölümüne sebebiyet veriyor. Sanığın, yanındaki kişinin ve kamu tanıklarının ifadelerine göre, sıkıştıran arabadaki şahıslar kavgayı başlatıyor ve demir bir sopayla sanığa vuruyorlar. Bu arada, sanığın yanında bulunan ağabeyi arabadan hiç inmiyor, kardeşini kısa süren kavgadan sonra vatandaşlar arabaya sokuyorlar, ağabey de onu içeri çekiyor ve gaza basıyor.
Sanık, demir sopayla epeyce dayak yiyor bu 2 şahıstan. Bunun üzerine, arabadan bıçağını alıp karşı taraftan bir kişiye doğru sallıyor, kalbinden isabet ediyor ve adam hastanede hayatını kaybediyor.

Her 2 kardeş de tutuklandı ancak talebimiz üzerine, tanıkların da ifadeleri alınarak, ağabeyin beraatine karar veriliyor.
Hakimin kararı da, kasten öldürme ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması yönündedir. Ancak, burada meşru müdaafanın olduğu da kesindir. Kanaatimce, demir sopayla, hem de 2 kişi tarafından dövülen şahsın, bıçakla karşılık vermesi, sınırın aşılmasına sebep olmayacaktır.

Bu konuda görüşü olanlar ve hatta Yargıtay Kararlarını emsal olarak gösterebilecek olanların fikirlerini beyan etmelerini bekliyorum.

Saygılarımla.

Okur okumaz yani ilk bakışta ben de hakimle aynı kanaatte olduğumu söylemeliyim. Saldırı sona ermiş, araca binip savuşmak varken, dövülmenin tesiri tahriki ve hiddetiyle işlenmiş bir suç vardır.

Kasten öldürme mi vardır, yoksa kasten yaralamanın TCK.m.87/4'deki netice sebebiyle ağırlaşmış hali mi vardır; buradan birşey diyebilmem çok zor, yanılırım.

Meşru müdafaa olmadığını düşünsem de, olduğu farzedilirse bunun savunmada sınırın aşılması olduğu görülüyor. (TCK.m.26/1)

Saygılarımla.