Mesajı Okuyun
Old 24-02-2011, 15:24   #4
avgun

 
Varsayılan

Yargıtay'ın bu kararında baz istasyonunun insanları psikolojik olarak etkilediğine dair bir kabul var. İşinize yarayabilir diye düşünüyorum. Ben de bunlarla ilgili bir ara araştırma yapmıştım.


T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/4841

K. 2008/14685

T. 27.11.2008

• BAZ İSTASYONUNUN KALDIRILMASI İSTEMİ ( İstasyonunun Yaşayanları Psikolojik Olarak Olumsuz Etkilemesi Nedeniyle Davanın Kabulü Gereği )

• KOMŞU HAKKI ( Baz İstasyonunun Sökülerek Kaldırılması Suretiyle Tehlikenin Giderilmesi İstemi - İstasyonunun Yaşayanları Psikolojik Olarak Olumsuz Etkilemesi Nedeniyle Davanın Kabulü Gereği )

• BAZ İSTASYONUNUN ÇEVREYE ZARARLI OLMASI ( Kaldırılması İsteminin Kabulü Gereği )

• BAZ İSTASYONUNUN PSİKOLOJİK OLARAK OLUMSUZ ETKİLEMESİ ( Kaldırılması İsteminin Kabulü Gereği )

743/m.661

4721/m.737

ÖZET : Dava, baz istasyonunun sökülerek kaldırılması suretiyle tehlikenin giderilmesi istemine ilişkindir. Tesisin kurulduğu yerin yerleşim yerlerine ve davacının evinin yatak odasının hemen yanında olduğu gözetildiğinde; dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, çevre binalarda ve bu bağlamda davacının oturmakta olduğu binada yaşayan insanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, bu yerde oturanların psikolojik olarak yaşamını olumsuz biçimde etkilemekte ve bunun da psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı; bu haliyle de yaşamdaki sağlık değerleri düşünüldüğünde o yerde oturmanın olumsuz hale geleceği gözönünde tutulduğunda, davacının zarar gördüğü kabul edilmeli ve davanın kabulüne karar verilmelidir.

DAVA : Davacı Havva Gülsevim Çayhan vekili Avukat Burhan Çayhan tarafından, davalı Vodafone Telsim Telekomünikasyon AŞ. aleyhine 5/2/2007 gününde verilen dilekçe ile baz istasyonunun kaldırılmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 6/11/2007 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, baz istasyonunun sökülerek kaldırılması suretiyle tehlikenin giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, halen oturmakta olduğu apartman üzerine davalı şirket tarafından kurulan GSM baz istasyonunun insan sağlığı açısından tehlike yarattığını, davalının bu haliyle yasal düzenlemelere bu bağlamda eski TMK'nun 661. maddesi yeni TMK'nun 737. vd. maddelerinde yer alan hususlara aykırı davrandıklarını ayrıntılı biçimde dilekçesinde belirttikten sonra, mevcut bilimsel verilere uygun olmayan bu istasyonun sökülerek kaldırılması suretiyle tehlikenin giderilmesini istemiştir.

Davalı şirket cevabında baz istasyonunun mevzuata uygun kurulduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece bilirkişilerden rapor alınarak dava konusu baz istasyonunun yaydığı elektromanyetik dalgaların yönetmelikte kabul edilen limitlerin altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık son yıllarda kullanılan cep telefonlarındaki haberleşmeyi sağlayan ve baz istasyonları olarak isimlendirilen tesisin kullanılması sonucu bir zararın bulunup bulunmadığı varsa bu zararın hangi durumlarda söz konusu olabileceği ve yine giderilmesi konusunda ne gibi önlemlerin alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu olan tesisin cep telefonlarının kullanımı için zorunlu olduğu ve bu tesisin geniş bir kitleyi ilgilendirmesi itibariyle de kamuya hizmet vermeyi amaçladığı da tartışmasızdır. Ne var ki bu hizmetin verilmesinde ve tesisin kullanılması sonucu hukuk kurallarının bir gereği olarak doğan zararlardan da tesis sahibi sorumludur. Hatta bu sorumluluk kusura dayanmayan, tehlike sorumluluğu olarak da kabul edilmek gerekir. Bu özelliği itibariyle tesisi kullanan ve onu işletenin yüksek özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Aksi halde, en küçük bir özensizliğin maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar ağır sonuçlar doğurması kaçınılmazdır.

Bunun için zarar görenin zararını değil, tesis ve işletme sahibinin tesisin işletilmesinden dolayı kişilere, bu bağlamda çevreye bir zarar vermediği ve herhangi bir olumsuz sonuç yaratmadığının kanıtlanması gerekir. Bu sonuç genel sorumluluk kurallarının aksine olarak, davalıların işletmesinin ağır tehlike doğuracak özelliğinden kaynaklanmaktadır. Tüm bu genel açıklama ve nitelendirmeler gözönünde bulundurulup davacının oturduğu bina ile davalının işleticisi olduğu tesisin konumunun incelenmesi gerekir.

Davalıya Telekomünikasyon Kurumu tarafından güvenlik sertifikası verilmiştir. Sertifikada kullanımla ilgili limitler belirtilmiştir. Bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonunda sertifikada belirtilen limitlerin yönetmelikte belirtilen limitlere uygun olduğu, hatta yönetmelikteki limitlerin de altında bulunduğu belirtilmiştir. Ne var ki yapılan bu belirlemelerle bir zararın olmayacağı kabul edilemez. Tesisin kurulduğu yerin yerleşim yerlerine ve davacının evinin yatak odasının hemen yanında olduğu gözetildiğinde; dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, çevre binalarda ve bu bağlamda davacının oturmakta olduğu binada yaşayan insanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, bu yerde oturanların psikolojik olarak yaşamını olumsuz biçimde etkilemekte ve bunun da psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı; bu haliyle de yaşamdaki sağlık değerleri düşünüldüğünde o yerde oturmanın olumsuz hale geleceği gözönünde tutulduğunda, davacının zarar gördüğü kabul edilmeli ve davanın kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.