|
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/22780
K. 2009/2317
T. 26.2.2009
� SİGORTALININ GEÇİRDİĞİ TRAFİK KAZASINDA VEFATI ( Kurum Zararının Tahsili - Kanunların Geriye Yürümemesi Kuralı Karşısında Davanın Yasal Dayanağının 1479 S. Kanunun 63. Maddesi Olduğu Gerçeği de Bozma Üzerine Yürütülecek Yargılama Sürecinde Göz Önünde Bulundurulması Gerektiği )
� KURUM ZARARININ TAHSİLİ ( Sigortalının Geçirdiği Trafik Kazasında Vefatı Nedeniyle - Kanunların Geriye Yürümemesi Kuralı Karşısında Davanın Yasal Dayanağının 1479 S. Kanunun 63. Maddesi Olduğu Gerçeği de Bozma Üzerine Yürütülecek Yargılama Sürecinde Göz Önünde Bulundurulması Gerektiği )
� RÜCUAN TAZMİNAT ( Sigortalının Geçirdiği Trafik Kazasında Vefatı Nedeniyle Rücuan Tazminat - Davanın Yasal Dayanağının 1479 S. Kanunun 63. Maddesi Olduğu Gerçeği de Bozma Üzerine Yürütülecek Yargılama Sürecinde Göz Önünde Bulundurulması Gerektiği )
1479/m.63
5510/m.39
ÖZET : Dava, sigortalının geçirdiği trafik kazasında vefatı üzerine hak sahiplerine bağlanan gelirler ve yapılan masraflar sebebiyle oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir. Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; �Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir� düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi ( geçmişe etkili olmaması ) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin olduğu gerçeği de bozma üzerine yürütülecek yargılama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.
DAVA : Dava, sigortalı Ali U.�ın 08.09.1999 tarihinde geçirdiği trafik kazasında vefatı üzerine hak sahiplerine bağlanan gelirler ve yapılan masraflar sebebiyle oluşan Kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın kesin süreden reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Ebru Pakin Akın tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu�nun 163. maddesinde belirtildiği üzere, hakim tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu sürenin tereddüte yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uymamanın müeyyidesinin gösterilmiş olması gereklidir. Bu durumda diğer taraf için bir kazanılış hak da doğmaktadır. Yine, aynı Yasanın 414. maddesi gereğince, taraflardan her biri dinlenmesini talep ettiği tanık ya da bilirkişi veya keşif masrafını yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından belirlenen süre içinde masrafı vermeyen taraf talebinden sarfınazar etmiş sayılır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu�nun 05/11/2008 gün ve 2008/4-655, 2008/664 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi durumunda; bu kararında, bilirkişi incelemesi isteyen tarafa, bilirkişi giderlerini, özellikle bilirkişi ücretini mahkeme veznesine yatırması için bir süre verilir. Taraf bu süre içinde bilirkişi giderlerini ödemezse, mahkeme, kendisine ikinci bir süre verir ve bu süre kesindir ( HUMK. m.163 c.4-6 ); bu kesin süre içinde de bilirkişi giderlerini ödemezse, bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçmiş sayılır ( HUMK. m.414 c.2 ). Burada önemle vurgulanmalıdır ki; bilirkişi incelemesi yapılmasını isteyen tarafın kesin süre içinde bilirkişi giderlerini yatırmamış olması nedeniyle bu talebinden vazgeçmiş sayılabilmesi için, mahkemenin bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin kararında ve ikinci defa süre verirken, bilirkişinin isim olarak belirlenmesi, tebligat masrafının gösterilmesi ve özellikle, bilirkişi ücretinin açık bir şekilde belirtilmesi ve tarafa bildirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Salt, bilirkişi giderlerinin yatırılması gibi genel bir ifade ile veya açık olmayan, noksan bir kararla verilen kesin süreye uyulmamış olması, tarafın bilirkişi incelemesi yapılması talebinden vazgeçmiş sayılması için yeterli değildir.
Somut yargılamanın 19.06.2007 tarihli celsesinde kurulan ara kararında; davacı tarafa bilirkişi ücreti hususunda açık şekilde kesin süre verildiği, ancak, bu süreye uymamanın müeyyidesinin �...HUMK.nun 163. ve 414. maddeleri gereği davanın reddedileceği...� şeklinde belirtildiği, kaldı ki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu�nun 415/2. maddesine göre, resen bilirkişi incelemesine ve taraflardan biri, ya da her ikisinin masrafı tediyesine karar verilip, yatırılmaması halinde, ileride icabedenden alınmak şartıyla Devlet hazinesinden karşılanmasına karar verilebileceği gözetilmeksizin verilen kesin süreye uymamanın sonucunun davanın reddi değil, davacının bilirkişi incelemesine dayanmaktan vazgeçmiş olması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; �Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir� düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi ( geçmişe etkili olmaması ) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin olduğu gerçeği de bozma üzerine yürütülecek yargılama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|