Mesajı Okuyun
Old 19-02-2011, 10:12   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ahmet AHMETOĞLU
Borçlu X tarafından düzenlenen bono da lehdar hanesinde Y ismi mevcutken bu ismin üzeri çizilmiş ( altında y ismi açıkça görülüyor 2 veya üç çizgi ile çizilmiş ) ve lehdar hanesine Z ismi yazılmış bononun arka yüzünde ilk ciranta da Z ve, Z den sonra da bono Y tarafından cirolanıp icra takibine konulmuş.
Borçlu X ( bonoyu düzenleyen ) bono da tahrifat ve bu sebeple ciro zincirinin de kopuk olduğu iddiası ile İcra Mahkemesinde dava açıyor.
Biz Y' nin vekiliyiz. Cevap dilekçemde maddi hata sonucu bononun lehdar kısmına Y isminin yazılmış olduğunu ilk cirantanın Z olmasından da aslında lehdarın Z olduğunu bu durumda tahrifat iddia edilemeyeceğini, ciro zincirinin kopuk ta olmadığını ve ayrıca da senedin lehdarının Y olduğunun kabul edilmesi halinde dahi ciro zincirinin kopuk olmayacağını bu durumda X in Bono yu düzenleyen olarak borçlu olacağını ve Y' nin de lehdar olacağını bu halde de X' in borçlu olmaya devam edeceğini tahrifat ve ciro zincirinin kopuk olduğunun X tarafından öne sürülmesinin mümkün olmadığını bu durumun ayrıca MK 2 ye de aykırılık teşkil edeceğini yazmayı düşünüyorum.
Ancak belirttiğim hususları destekleyecek görüşlere ve Yargıtay kararlarına ihtiyacım var. Şunu da ifade etmek isterim ki görüşlerinizin yada ekleyeceğiniz kararların sadece lehime olması da gerekmiyor. Önemli olan sizin değerli fikirleriniz ve yüksek mahkemenin emsal kararları. Saygılar.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 10.10.1994 T., Esas: 1994/11685, Karar: 1994/11973: "Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 02.09.1994 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu vekili, itiraz dilekçesinde müvekkilin ölü olan borcu için oğluna verilmek üzere tanzim edileceği sırada lehdar hanesine isminin yazıldığı ve müvekkilince diğer kısımları boş olarak imzalandığı, ancak karşılıklı olarak bundan vazgeçildiği, alacaklının her nasılsa senedi eline geçirip boş kısımlarını doldurup diğer kısımları da tahrif etmek suretiyle takibe giriştiğini ileri sürmüştür. Davacı asil ise 04.07.1994 tarihli oturumda lehdar hanesine sehven kendi ismini yazdığını, ancak daha sonra bu ismin karalanarak yanına alacaklının kendi ismini yazdığını bildirmiştir. Gerçekten takip dayanağı bononun lehdar hanesine yazılı kısım çizilmiş yanına yazılmıştır. Bu değişiklik borçluca paraf edilmediğinden borçlu yönünden bağlayıcı değildir. Açıklanan şu duruma göre, alacaklının bononun yetkili hamili olduğu kabul edilemez. Mercice bu yön gözetilerek itirazın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.

Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.10.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...