Mesajı Okuyun
Old 16-02-2011, 10:59   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı,

Alıntı:
Yazan ladres
dava dilekçesinin içeriğinden anlaşılan fakat sonuç kısmından talep edilmeyen taleplerin daha sonra ayrı bir davayla talep edilmesiyle ilgili örnek karar elinizde varmı?

Ayrıntılı açıklama yapılmaya çalışılmış bir karar da ben buldum.

Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin; 2007/ 13762 Esas, 2008/6804 Karar, 31.03.2008 Tarihli kararı: Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti ile bayram ve genel tatil ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş. Kurnaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Uyuşmazlık dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması nedeniyle ıslahla artırılan miktarların hüküm altına alınıp alınmayacağı noktasındadır.

Mahkemece fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığı için ıslah yoluyla artırılan miktarlar yönünden hüküm kurulmamıştır.

Davacı tarafından açılan davanın tam davamı kısmi davamı olduğunun tespiti taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünü sağlayacaktır.

Davacının alacağının şimdilik belli bir kesimi için açtığı davaya kısmi dava denir dava konusu alacak bir alacağın belli bir kesimi değil bağımsız bir alacak ise o zaman dava tam dava olur. Alacaklı, alacağının dava açıldığı tarihte gerçekleşmiş ve istenebilir (muaccel) olan alacağının tümünü dava konusu yapmış ise böyle bir dava tam davadır. Çünkü alacaklının dava edebileceği miktar o kadardır.

Bir davanın kısmi dava olduğu dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Ancak davacının davasını açıkça kısmi dava olarak nitelendirmesi zorunlu değildir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının dava edilenden daha fazla olduğunun ve bunun yalnız bir kesiminin dava edildiğinin açıkça anlaşılması gerekli ve yeterlidir.

Somut olayda davacı gerek dava dilekçesinde gerek ıslah dilekçesinde davanın gerçek değerinin bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını açıkça belirtmiştir. Gerçek değerin bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağım içeren bir dilekçede hakkın tümünün dava edildiği söylenemez. Bu şekilde davacı tazminat haklarının dava dilekçesinde gösterilen meblağdan ibaret olmadığını ifade etmek istemiştir. Davacının fazlaya ilişkin talep haklarını saklı tuttuğunun kabulü gerekir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.


Kolay gelsin,