Mesajı Okuyun
Old 15-02-2011, 13:10   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 02.11.2004, Esas: 2004/1608, Karar: 2004/10733: "Taraflar arasında görülen davada Aydın Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 08.10.2003 tarih ve 2000/233 E-2003/857 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete zorunlu trafik sigorta ( ZMSS ) poliçesi ile sigorta ettirdiği araç ile istiab haddinden fazla yolcu bindirilmek suretiyle ölümlü trafik kazasına neden olduğunu, kazada ölen dava dışı H____ G____'ün hak sahiplerine 1.500.000.000 TL ödediklerini ileri sürerek, bu meblağın temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkiline rücu hakkının bulunmadığını, sürücünün ısrarla istememesine rağmen öleninin ısrar edip araca bindiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile isteme konu meblağın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan kanıtların tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 3095 sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri gereği dava tarihine göre ticari faiz ile reeskont faizinin her ikisinin de yasal faiz anlamında olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Davada, davacı sigortaya trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olan ve davalıya ait aracın kaza yaparak dava dışı yolcunun ölümüne neden olduğu hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Çekişme, meydana gelen kazada rücuen istenilen tazminatın sigorta teminatı içinde olup olmadığı, davalının bu zarardan dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı, zararın, aracın istiab haddini aşar şekilde araca yolcu bindirilmesi ile taşınması sırasında meydana geldiğini, teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, bu iddiaya ve bilirkişi raporuna itibar edilerek, sigortalı aracın istiab haddinden fazla yolcu taşıması sırasında yolcunun öldüğü, bu durumun teminat dışı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Ancak, hüküm yeterli araştırma ve incelemeye dayanmamaktadır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları'nın 4/e maddesinde, taşıtın, ruhsatında belirtilen taşıma haddinden fazla yük ve yolcu taşınması sırasında meydana gelen zararların teminat dışı olduğu hükme bağlanmıştır. Fakat bu hükmün uygulanabilmesi için, riziko ile istiab haddinden fazla yük yada yolcu taşıma arasında uygun illiyet bağının bulunması ve kazanın salt bu nedenle meydana gelmesi gerekir. Başka bir anlatımla, sadece istiab haddinin aşılmış olması, rizikonun teminat dışı olduğu sonucunu doğurmaz. Ayrıca, bu hususun davacı sigorta şirketince kesin bir şekilde kanıtlanması gerekir.

O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde kazanın oluşumu hakkında uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...