09-02-2011, 16:42
|
#1
|
|
Oldukça detay iki ŞUFA sorusu
Sözkonusu arazi toplam 150 dekar; çok hisseli bir yer.
Ayşe, arazideki toplam 7 dekar hissesini gelini Zehra’ya 1998 yılında satış vaadi sözl ile satmış.
Zehra, başka iki hissedardan da toplam 13 dekar hisse satın almıştır fakat bunları tapuda üzerine almıştır.
Zehra, bu iki hisseyi satın aldıktan sonra kendine ait 20 dekarı, 2000 yılından bu yana sınırları "an" diye tabir edilen çalı kümesiyle ayrılır bir biçimde salt kendisi kullanmaktadır. Tarlanın diğer hissedarları da birbirlerinden ayırt edilebilir doğal sınırlar içinde kendilerine ait olduğu kanıksanmış ayrı ayrı alanları kullanmaya devam etmektedirler.
Öte yandan Ayşe öldükten sonra Zehra, 7 dekar hisseyle ilgili olarak mirasçılara ferağa icbar davası açarak 2010 yılında kendi adına tescil ettirmiştir.
Soru: Diğer hissedarlardan herhangi biri (satış vaadiyle satılıp teslim edilen ve fakat tapuya tescili 2010 yılında yapılan) 7 dekarlık hisseyle ilgili şufa davası açtığında;
Davalı;
a) Her ne kadar 7 dekarlık hisse için fiili sınır (eylemli taksim) sözkonusu olmasa da herkesin zaten yeri belli olduğu için ve zaten bana ait ve bir bütün olarak kullandığım 20 dekar için fiili taksim olduğuna göre 7 dekar için ayrı bir sınır olmasına gerek yoktur yani eylemli rızai taksim sebebiyle davanın reddi gerekir.
b) Öte yandan; Zehra noterle satın aldığı yerden sonra iki ayrı hisse satın almış ve 2000 yılında tapuya kaydolmuştur; dolayısıyla 2010 yılında hissedarların şufa hakkı oluştuğunda Zehra zaten önceden hissedar konumunda olduğu için davanın reddi gerekir.
Savunması karşısında mahkeme nasıl bir karar vermelidir.
Teşekkürler,,
|