Mesajı Okuyun
Old 03-02-2011, 19:33   #2
abay

 
Varsayılan

Sayın Ayınho;
Ödeme emrine itiraz etmiş olan borçlu bu itirazından her zaman vazgeçebilir, yani itirazını geri alabilir. Ancak vazgeçmenin kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Borçlunun itirazından vazgeçtiğinin icra tutanağına geçirilmesi ve altının borçlu ve icra müdürü tarafından imza edilmesi gerekir.

19. HD. E.2005/7687 K. 2006/2461 T.10.3.2006 “ Dava, itirazın iptaline ilişkindir. Bu nevi davaların dayanağı icra takibidir. Dava açıldıktan sonra icra takibine itiraz edenlerin itirazlarından vazgeçmeleri halinde davanın konusu kalmayacağından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmelidir. Yerel mahkemece takibe itirazdan vazgeçildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Ancak Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi halleri tazminat isteminin reddini gerektirmez.

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/18373
Karar: 2003/21979
Karar Tarihi: 07.11.2003

İTİRAZIN KALDIRILMASI DAVASI - İCRA İNKAR TAZMİNATI - TAKİBE İTİRAZ EDİLMESİNDEN SONRA GEREK BORÇLUNUN İTİRAZDAN VAZGEÇMESİ VE GEREKSE ALACAKLININ İTİRAZI KABUL ETMESİ-TAZMİNAT İSTEMİ

ÖZET : Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi halleri tazminat isteminin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmesi sureti ile aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar Somut olayda; borçlu dayanak belgenin teminat için verildiği yönündeki iddiasını kanıtlayamamıştır. Borçlu vekilince itirazdan vazgeçilmediği için işin esası hakkında karar verilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılamaz ise de; borçlu iddiasını ispat edemediği için alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 68)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlunun yasal süresinde takibe itiraz etmesinden sonra, alacaklı vekili tarafından 26.5.2003 tarihinde icra dosyasına alacağın tahsil edildiği yönünde beyanda bulunduğu gerekçe gösterilerek mercice davanın konusu kalmadığı için karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş ve alacaklının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazdan vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut takip şekline göre icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi halleri tazminat isteminin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmesi sureti ile aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar ( HGK 16.10.1996 tarih 1996/601-711; HGK.nun 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları ) Somut olayda; borçlu dayanak belgenin teminat için verildiği yönündeki iddiasını kanıtlayamamıştır. Borçlu vekilince itirazdan vazgeçilmediği için işin esası hakkında karar verilmemesi temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılamaz ise de; borçlu iddiasını ispat edemediği için alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu istemin reddi yasaya aykırı bulunmuştur.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07.11.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.