  | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
          
            
              | 
            
            
            Yazan Av. Zeynep KILIÇ | 
            
              | 
           
         
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        Cevaplarınız için tşk ederim. Sayın Konyalı' nın değindiği hususlar elbette tartışılabilir. Ancak Sayın Aladağ' ın yorumlarına da katılmamak mümkün değil. Her ne kadar müvekkil sulhname imzalandığı tarihte memurluğa geçmiş ise de zaten işin hepsini takip edip tamamlamıştır. Müvekkili sırf vekalet alacağından mahrum etmek için azilnameler yapılmıştır. Bu durum MK 2. maddesine aykırılık teşkil etmez mi? Ayrıca azil nedeni gösterilmemiştir olu müvekkil işlemlerin büyük kısmını avukat iken yapmıştır. Bunun dışında memurluğa memurluğa geçmeden evvel başka bir avukata yetki belgesi de vermiştir(vekaletnamelerde yetkili kılmaya yetkilendirilmiştir)
         | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
  
Merhaba Zeynep Hanım;
Benim önerim müvekkiliniz başka bir avukata yetki belgesi vermişse aynı avukata alacağını da devretse ve yetkili kılınan kişi adına bir alacak davası yada alacağın tespiti davası açılsa daha pratik olur kanaatindeyim. 
Avukatlık kanununun ilgili olabilecek maddeleri aşağıdaıdr:
Madde 171 - ( Değişik fıkra: 02/05/2001 - 4667/83. md.)  Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.     Avukata verilen vekaletnamede  başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir  hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata  vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten  sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve  başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten  sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum  kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata  vererek takip ettirebilir.
     İkinci fıkradaki hallerde, avukatın  müvekkile karşı sorumluluğu devam eder. Birlikte takibettiği veya işi  tamamen devrettiği avukatların kusurlarından ve meydana getirdikleri  zarardan dolayı müvekkile karşı hem şahsen hem de diğer avukatla  birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şu kadar ki, bu hüküm,  12 nci maddede yazılı bir iş sebebiyle başka bir yerde çalışmak  zorunluğunda olduğu için işi tamamen başkasına devreden avukatlar  hakkında uygulanmaz.
     Avukat tarafından işe başka avukatlar  teşrik edilmiş ise, avukat bundan dolayı ayrı bir ücret istiyemiyeceği  gibi, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden herhangi bir ücret  istiyemez. İş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve  tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartiyle,  harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden istiyebilirler.  Ancak, tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa, harcadığı  mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle  yükümlüdür.
Madde 164 - (Değişik madde: 02/05/2001 - 4667/77. md.)
    Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.
    Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.
    İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz. (Değişik cümle: 13/01/2004 - 5043/5. md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. (Değişik cümle: 13/01/2004 - 5043/5. md.) Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.