Mesajı Okuyun
Old 02-02-2011, 16:29   #21
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Zeynep KILIÇ
Şöyle; Diyarbakır' da 5233 sayılı yasa(terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hk.) kapsamında Diyarbakır Valiliğine yapılan başvurular sözkonusu. Müvekkilim, müvekkillerinin zararlarının karşılanması için Valiliğe başvuru yapmıştır. daha sonra başvuru neticesinde keşiflere katılmıştır. Başvurular hakkında gerekli bilgi ve belgelri hazırlayarak komisyona sunmuş ve başvuruların kabul edlip edilmeyeceğine ilişkin toplantılara katılmıştır. Müvekkilimin müvekkilleri hakkında yaptığı başvurular kabul edilmiştir...Ancak başvurucular , müvekkilin sulhnameyi imzaladığı tarihte memuriyete geçtiğini, bu nedenle vekalet alacağına hak kazanmadığını iddia etmektedir...

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi, 10.04.2006 T., Esas: 2006/528, Karar: 2006/5252: "...Avukatlık kanununun 174. maddesine göre, avukatın haksız olarak azli halinde ücretin tamamı azil edilen vekile verilir ancak, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise, yani azil haklı ise avukatlık ücretinin ödenmesi gerekmez. HGK.'nın 23.9.1987 gün 87/3-188 esas 87/657 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi, haklı olarak azledildiği halde, azle yol açan davranışının davalı aleyhine herhangi bir sonuç doğurmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine zarar vermeyen avukatın, azil tarihine kadar sarf ettiği emek ve mesaisine karşılık adalete uygun bir avukatlık ücretinin ödenmesi hakkaniyet gereği olarak kabul edilmelidir.

Mahkemece, davacı avukatın azil tarihine kadarki emek ve mesaisi ile yapılan işin önemi ve işin bulunduğu aşama göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun olarak takdir edilecek uygun bir miktarın davacı ücreti olarak davalıdan tahsiline karar verilmelidir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..."

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 23.09.1987 T., Esas: 1987/3-188, Karar: 1987/657: "Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 24.12.1984 gün ve 1980/309-1984/657 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 17.3.1986 gün ve 1825-2699 sayılı ilamı ile;
( ... Davacının, Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/68 esas sayılı dosyasına vermiş olduğu 08.05.1978 tarihli dilekçesinin, icapsız ve müvekkili davalının menfaatine zarar verebilecek sonuçların doğmasına neden olabilecek bulunması nedeniyle güven sarsıcı bir davranış olarak nitelendirilip azlin haklı bir nedene dayandığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ve bu yöne ilişkin itirazlar varit görülmemiş ise de, davacının azline neden olan dilekçenin mahkemece değerlendirilmediği ve davalının aleyhine bir sonuç doğurmadığı gözönünde bulundurularak davacının azil tarihine kadar takip ettiği diğer dava ve işlerin herbirinde sebkeden emeği dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir ücretin saptanması yasaya uygun olacaktır. Çünkü Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrasında haksız azledilen avukatın ücretinin tamamına hak kazanacağı belirtilmiş ise de, haklı olarak azledildiği halde kötüniyetli olmayan ve azle neden olan davranışı iş sahibine hiç bir zarar vermeyen avukat konusunda yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Böyle bir durumda hiçbir zarara uğramayan müvekkil, avukatının azil anına kadar sarfettiği mesaisinden ve bilgisinden karşılıksız olarak yararlanmış olacaktır. Ortada müvekkili zarara sokmaya matuf bir kötüniyetli davranış da bulunmadığına göre, müvekkilin yararlanmış olduğu avukatın mesaisine karşılık edilir bir karşılık ödemesi gerektiği kabul edilmelidir.

Bu karşılığın ne miktarda olacağı ilgili dosyaların incelenerek her birinde sözü edilen mesai ve yapılan işlemin önemi ile işin hangi aşamada bırakıldığı dikkate alınarak hesaplanmalıdır... ), gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve usulün 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/son maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Avukatlık Kanununun 174. maddesinin 2. fıkrası hükmünce Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez. Olayda davacı avukatın haklı nedenlerle azledilmiş bulunduğu yerel mahkemece ve Özel Dairece kabul edilmiş bulunmaktadır. Davacı avukat davalının aynı vekaletname ile muhtelif davalarını takip etmektedir. Bu davalardan azle yol açan dava Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/68 esas sayısında kayıtlı olup az önce metni aynen alınan yasa hükmü gereğince davacı 1977/68 esas sayılı dosyada avukatlık ücretine müstehak değildir. Diğer davalara gelince; 1977/68 esas sayılı dosyada azlin haklı nedene dayandığı benimsendiğine göre, aynı vekaletname ile takip olunan diğer davalarda da azil hukuki sonuç doğurur, başka bir anlatımla azli o davalardaki vekalet ilişkisine de sirayet eder. Bu davalar yani 1977/68 esas sayılı dava dışındakiler için ücrete gelince; ilke olarak haklı azil halinde avukatlık ücreti istenilemez ise de, 1977/68 sayılı dosyada davacı avukatın azle yol açan davranışının davalı müvekkili aleyhine herhangi bir sonuç doğurmadığı, sözü edilen davanın müvekkil lehine sonuçlandığı bir gerçektir. Hal böyle olunca diğer davalar için sonuçlanmamış olsa dahi azil tarihine kadar davacı avukatın sarfettiği mesai dikkate alınarak adalete uygun bir avukatlık ücreti takdiri bu olayın özelliği itibariyle hakkaniyete uygun düşecektir. O halde mahkemece azle yol açan, esas 1977/68 sayılı dava için davacının ücrete müstehak olmadığı dikkate alınarak diğerleri için verilecek avukatlık ücretinin miktarı, ilgili dosyalar incelenerek her birinden azil olana kadar olan mesai ile yapılan işin önemi ve işin bulunduğu aşama gözönünde bulundurularak hakkaniyete uygun olarak hesaplanmalı ve sonucu uyarınca bir karar verilmelidir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.09.1987 gününde oyçokluğu ile karar verildi."

Saygılar...