|
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/8093
Karar: 2005/11495
Karar Tarihi: 14.11.2005
TAZMİNAT DAVASI - KURUM ZARARI - RÜCU ALACAĞI - SİGORTALILIK - İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜM - YABANCILARIN İŞLETTİKLERİ MOTORLU ARAÇLARDAN DOLAYI SORUMLULUĞU
ÖZET: Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından yapılacağı öngörülmüştür. Davalı Birliğin sorumluluğu için KTK'nın 108. maddesinde iki koşul öngörülmüştür. Bunlar; a-Bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olması, b- Kazaya karışan aracın plakasının saptanamamış olmasıdır. yabancıların işlettikleri motorlu araçlarından dolayı, Türkiye'de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi bulunmuyorsa, bu durumda, KTK'nın değişik 91/6. maddesi gereğince, bu araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında sözleşme yapılır ve yabancılar KTK kuralları çerçevesinde düzenlenecek zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin sigorta ettireni sıfatını alırlar ve sigorta sözleşmesini imzalayan sigorta şirketi, sigorta ettirenin yabancı olup olmadığına bakılmaksızın KTK hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilir. Bu durumda, husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerekir.
(2918 S. K. m. 91/6, 108)
Dava: Davacı, trafik iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rucüen ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Karar: Sosyal Sigortalar Kurumu, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin %50'sini, rucüen davalı Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliğinden poliçedeki limit dahilinde talep etmiştir.
Ceza Mahkemesinde alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen kusur raporuna göre; olayın 14.05.1997 günü saat 00:30 sıralarında sürücü A. idaresindeki TIR aracı ile Ankara yönünden Aksaray yönüne seyrederken Körfez dinlenme tesislerine 10 metre kala, karşı yönden gelen E. idaresindeki 34 ... 57 plaka sayılı kamyonete orta şerit çizgisi üzerinde çarparak T. Traktör ve Makine A.Ş. işyeri sigortalılarından E.'nin ölümü ile sonuçlanan trafik iş kazası olduğu tespit edilmiştir.
Rücu davasını Sosyal Sigortalar Kurumu Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği aleyhine açmıştır. Davalı vekili, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosuna yöneltilmesi gerektiğini savunmuş, bu savunmasını temyiz dilekçesinde de tekrar etmiştir. Bilindiği gibi, Karayolları Trafik Kanununun 108. maddesine göre; "şayet, bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırılmamış veya kazaya karışan aracın plakası saptanamamış ise "3. kişinin zararının, Garanti Fonu tarafından karşılanması esası getirilmiştir. KTK'nın 108. maddesi, 17.10.1996 tarih ve 4199 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve 108. madde koşullarının gerçekleşmesi halinde, ödemelerin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından yapılacağı öngörülmüştür.
Davalı Birliğin sorumluluğu için KTK'nın 108. maddesinde iki koşul öngörülmüştür. Bunlar; a-Bir aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının yaptırılmamış olması, b- Kazaya karışan aracın plakasının saptanamamış olmasıdır.
Kazaya karışan TIR'ın sürücüsü Bulgar vatandaşı A.'dır. TIR'ın plakasının 541...77 olduğu ceza dosyasındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu TIR'a ait zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunup bulunmadığı da mahkemece araştırılmamıştır. Bu olgular göz önüne alındığında, davalı birliğin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Ancak, yabancıların işlettikleri motorlu araçlarından dolayı, Türkiye'de geçerli milletlerarası anlaşmaya bağlı bir zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi bulunmuyorsa, bu durumda, KTK'nın değişik 91/6. maddesi gereğince, bu araçlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında sözleşme yapılır ve yabancılar KTK kuralları çerçevesinde düzenlenecek zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin sigorta ettireni sıfatını alırlar ve sigorta sözleşmesini imzalayan sigorta şirketi, sigorta ettirenin yabancı olup olmadığına bakılmaksızın KTK hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulabilir. Bu durumda, husumetin bu şirkete yöneltilmesi gerekir. Ne var ki, yabancı plakalı motorlu araçların Türkiye'ye girdikten sonra karayollarında diğer araç ve kişilere verebilecekleri zararların, sigorta güvencesi altına alınması amacıyla; milletlerarası geçerliliği olup Türkiye'de kabul edilen sigortaları varsa, bir nev'i zorunlu mali sorumluluk sigortası güvencesi altında sayılabilecekler midir? Bir başka deyişle, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekir mi? sorusu aklımıza gelmektedir. İşte bunun için, Türkiye'nin üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi Üyesi Ülkeler; Ülkelerindeki motorlu taşıtlar tarafından zarar görenlerin haklarını zorunlu bir sigorta sistemi kurulması suretiyle korunması amacıyla Milletlerarası Bürolar kurulması göz önünde tutularak, 20.04.1959 tarihinde Strazburg'da Motorlu Taşıtların Mecburi Mali Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesini imzalamıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 26.06.1974 tarihinde imzalamıştır. Bakanlar Kurulu'nun 08.05.1963 gün ve 6/1723 sayılı kararı ile Avrupa Sözleşmesine uygun olarak tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuştur. 1964 yılından bu yana ülkemizde Yeşil Kart (Green Card) sistemi uygulanması sürdürülmektedir.
Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmeliğin 5. maddesinin 3. bendi uyarınca; yurtdışında sigortalanmış bulunan ve yerel Bürolarca geçerli olan sigorta sertifikaları taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye'de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare edilmesi ve ödemeleri yapmak için gerekli işlemleri yerine getirmek; büronun asıl amacı kabul edilmiştir. Yabancı plakalı araçların Türkiye'de karıştıkları kazalarda geçerli bir yeşil kart sigortaları mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Bir başka anlatımla, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Bu anlatılanların ışığı altında; mahkemenin, kazayı yapan TIR'a ait yeşil kart poliçesi bulunup bulunmadığını araştırmadan, varsa Motorlu Taşıt Bürosuna husumet yöneltmeden eksik tahkikatla yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Kabule göre de; kazaya yol açan TIR'a ait olay tarihine göre azami sorumluluk miktarını gösteren poliçe limitinin tespiti yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Yine, davalı birlik açısından faiz başlangıcı tarihi belirlenirken, Sosyal Sigortalar Kurumunun gerekli bilgi ve belgeler eklenip davalı Birlikten istenmişse, başvuru tarihinden, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemişse, davalı birliğin temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden, birlik aleyhine icra takibine girişilmişse, takip tarihi, dava açılmışsa, dava tarihi kabul edilmelidir. Bu konuda araştırma yapılmadan rücu alacağına, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
|