Mesajı Okuyun
Old 10-01-2011, 16:52   #3
kapbana

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşım;

Cevabınız çok faydalı oldu; teşekkür ederim. Faydalanmak isteyenler için ilgili yeri aşağıya kopyaladım...

Vekaletnamenin Mahkemeye Verilmesi:

HUMK md.67’ye göre, usulüne uygun olarak düzenlenmiş ve onaylanmış olan vekaletnamenin aslı veya örneği, vekil tarafında mahkemeye verilmelidir. Vekaletname için öngörülmüş olan şekil şartının aksine, vekaletnamenin dava dilekçesi ile birlikte vekil tarafından mahkemeye sunulması zorunluluğu bir dava şartı teşkil eder. Bunun bir sonucu olarak hakim, vekaletnamenin vekil tarafından mahkemeye sunulup sunulmadığını re’sen araştıracaktır. Vekaletnamenin mahkemeye ibraz edilmemesi durumunda birden çok değişik karar alınmıştır. Yargıtay, bir kararında, avukatın, vekaletnamesini mahkemeye verememesi halinde, bir sonraki oturumda vereceğini beyan ettiği takdirde, oturuma kabul edilmesi zorunluluğunda olunduğunu belirtirken, karşı görüş teşkil eden diğer bir kararda ise, HUMK md.67’ye göre vekaletnamenin aslını ve örneğini vermeyen vekilin dava açamayacağı, vekil olarak oturuma kabul edilmeyeceği ve dava ile ilgili hiç bir görev yapamayacağı, anlaşıldığı üzere mahkemeden bu konuda süre de istenmediği saptanmıştır.
[8]

Vekaletnamesiz dava açan veya takip eden avukat ile ilgili olarak HUMK md.67/1’de bir istisna hükmü bulunmaktadır. HUMK md.67/1’e göre, “gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme, vereceği kesin bir süre içerisinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içerisinde vekaletname verilmez veya aynı süre içerisinde asil(müvekkil), yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır. Bu durumda vekil, oturum harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkum edilir.” Örneğin, hak düşürücü sürenin korunması veya zamanaşımının kesilmesi için müvekkil, çeşitli iletişim araçlarıyla, vekile, dava açması için bildirimde bulunmuş olabilir.Bu hallerde, vekil, dava açmak için vekaletnamesinin gelmesini beklerse, hak düşürücü sürenin veya zamanaşımı süresinin geçmesi tehlikesi vardır. Bu gibi, gecikmesi sebebiyle zarar doğabilecek hallerde, kesin bir süre içerisinde vekaletnamesini getirmesi şartıyla vekile dava açma hakkı tanınabilmektedir. Vekil, mahkeme tarafından kendisine verilen kesin süre içerisinde vekaletnamesini getirir ise, dava geçerli olarak açılmış sayılır. Şayet bu süre içerisinde vekaletnameyi mahkemeye ibraz etmez fakat müvekkili tarafından bir dilekçe ile davanın kendi adına açılmış olduğunu kabul ettiği konusunda bir onay verilirse, dava geçerli olarak açılmış sayılır. HUMK md.67/2 uyarınca, HUMK md.67/1’de hükme bağlanmış olan, verilen kesin süre içerisinde vekaletnamenin mahkemeye verilmemesi vekilin kötü niyeti sonucu söz konusu olmuş ise, vekil aleyhine ceza takibine başlanır ve disiplin cezası uygulanmak üzere Cumhuriyet Savcılığı’na ve vekilin bağlı olduğu Baro Başkanlığı’na yazı gönderilir. Vekaletnamenin dava dilekçesine ekli olmadığı fark edilmeksizin, dava dilekçesi kabul edilmiş ve dava açılmış ise, bunun fark edilmesi üzerine mahkeme, vekile, vekaletnamesini getirmesi için kesin bir süre vermelidir. Bu süre içerisinde vekaletname mahkemeye verilmez ve müvekkil, kendi adına dava açılmış olduğunu kabul ettiği dilekçesini mahkemeye sunmaz ise, HUMK md.67/1-2 kıyasen uygulanır ve dava açılmamış sayılır.