|
|
|
|
Merhaba, arkadaşlar öncelikle bir hususun açıklığa kavuşması gerekmekte. Manevi tazminat talepleri hüküm altına alınırken Hakim kusur oranlarına göre takdiri olarak bir bedele hükmeder, talep edilen manevi tazminat miktarlarına davalıların ve davacının kusur oranları dikkate alınarak hüküm tesis etmez. Yani maddi tazminatta olduğu gibi rakamsal bir inidirim yapılmaz. Sadece hakimin takdirini etkiler. Yani vefat eden kişinin tamamen kusurlu olduğu durumlarda dahi mirasçıların manevi tazminat talepleri olabilir. Ancak Maddi tazminat talepleri olamaz.Manevi tazminat açısından her davalı kendi açısından sorumlu olup maddi tazminat açısından ise davalılar arasında ki müteselsil sorumluluk ise kazaya karışan araçların kusur durumuna göre belirlenir. avturgay
|
|
 |
|
 |
|
Eğer dava dilekçesinde, kusurları oranında talep de bulunulmuşsa manevi tazminatı da kusurları oranında belirlemek gerekir. Zincirleme kazada ise, bir oran varsa manevi tazminat miktarı belirlerken bu oran dikkate alınmalıdır amam her biri birbirinden bağımsız ve illiyet bağı kesilmiş durum söz konusu ise her manevi tazminatı ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor, diye düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/16303
Karar : 2005/12785
Tarih : 01.01.2005
Davac
ılar Hafize Aksoy vd. vekili Avukat Cahit Akhan tarafından, davalılar Nuri Akın vd. aleyhine 8/5/2002 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/10/2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, iki aracın çarpışması sonucu yolcu durumundaki davacıların desteğinin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir. Dava dilekçesinde davalıların tazminatlardan kusurları oranında sorumlu tutulmaları istenmiştir. Mahkemece maddi tazminatlardan davalıların kusurları oranında sorumluluğuna karar verilmiş olduğu halde manevi tazminatların tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması doğru değildir. Keza, yargılama giderlerinin de talep doğrultusunda kusur oranlarına göre tahsiline karar verilmesi gerektiği halde müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ne var ki bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle, hüküm fıkrasının manevi tazminata ilişkin 2/a ve yargılama giderlerine ilişkin 3. bendinde yer alan müşterek ve müteselsilen ifadesinden önce gelmek üzere "tarafların kusurları oranında" sözcük dizisinin yazılmasına, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddi ile kararın düzeltilen şeklinin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/11/2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.