Yavuz bey
sehit sayıma ile ilgili AYİM web sayfasından   
http://www.msb.gov.tr/ayim/Ayim_kara...02000026000023 
bir çok karar bulabilirsiniz . bir kararı ekliyorum
ÖZETİ:
Aynı birlikte görev  yapan arkadaşı tarafından aralarında çıkan tartışma sonucu, bıçak  darbesiyle vefat ettiği sabit olan müteveffanın, şehitlik yönergesi  esasları çerçevesinde şehit sayılmamasında hukuka aykırılık  bulunmamaktadır.  
Davacı vekili, 24 Ocak 2003 tarihinde Eskişehir İdare  Mahkemesi kaydına, 30 Ocak 2003 tarihinde AYİM kaydına geçen dava  dilekçesinde özetle; davacının oğlu J. Çvş. …………’ın Şırnak-Gülyazı ……..  ncü J. Snr. Tb. K.lığı emrinde askerlik görevini yaparken 15 Ekim 2002  tarihinde tim çavuşu olarak ……….. üs bölgesindeki mevzide  görevlendirildiğini, hizmete yönelik olarak ……………’a emir verdiğini,  verilen bu emre mevzide bulunan diğer er …………’nın karşı çıktığını,  J.Çvş. ……………’ın emrinde ısrar etmesi üzerine er ………….. tarafından  bıçaklanarak öldürüldüğünü, davacının ölen oğlunun şehit sayılması için  13 kasım 2002 tarihli dilekçeyle Jandarma Genel K.lığının müracaat  ettiğini, J.Gen K.lığının 27 Kasım 2002 tarih ve PER: 0680-241-01/Per.  D.Sos.Hiz.Ş.Şht.Ks.(411353) sayılı yazısıyla MSBlığı Şehitlik  Yönergesine göre “emir ve talimatlara aykırı olarak disiplini bozan  tutum ve davranış” sonucu ölüm olayının meydana geldiği gerekçesiyle bu  müracaatın reddedildiğini, şehitlik tanımının yasalarda yapılmaması  nedeniyle yönergeye dayanılarak yapılan işleminin bağlayıcılığının  olmadığını ve hukuki temeli bulunmadığını belirterek şehit sayılmama  işleminin iptalini talep ve dava etmiştir. 
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde;  davacının oğlu J.Çvş. …………’ın Şırnak-Gülyazı ………. ncü J.Snr. Tb.K.lığı  emrinde askerlik görevini yaparken 15 Ekim 2002 tarihinde, ……… nolu  …………. üs bölgesinde mevzide bulunan erler içinden ekmek getirme görevi  için bir askeri almak istediği, bunun üzerine J.Er ………..’nın “bizim  mevziden adam gitmez başka mevziden adam al” diyerek karşı çıktığı,  bunun üzerine J.Çvş. ………….’ın “sen karışma ben senin gibi dağdan inme  değilim!” diyerek aldığı personel ile Birlik K.nına gitmek için arkasını  döndüğü esnada J.Er …………’nın “bende senin gibi ****** çocuğu değilim”  diye küfür ettiği buna sinirlenen J.Çvş. …………’ın J.Er. …………..’nın  üzerine yürüdüğü ve bu esnada …………..’nın elinde bulunan bıçak ile J.Çvş.  ………….’ın göğsünün kalp bölümünden yaraladığı, bunun sonucu J.Çvş…………’ın  vefat ettiği, 2 Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesinin  30.01.2004 tarih ve 2004/143-16 E.K. sayılı kararı ile ………….’nın üstünü  öldürmek suçundan mahkumiyetine karar verildiği, davacının vefat eden  oğlunun şehit sayılması için 13 Kasım 2003 tarihli dilekçe ile  J.Gn.K.lığına başvurduğu ancak bu başvurusuna J.Gn.K.lığının 27 Kasım  2002 tarih ve PER: 0680-241-02/Per.D.Sos.Hiz.S.Şht. Ks(411353) sayılı  yazısı ile olumsuz cevap verildiği bunun üzerine davacının vekili  aracılığıyla oğlunun şehit sayılmaması işleminin iptali istemiyle  AYİM’de dava açtığı anlaşılmaktadır. 
 1325 tarihli Askeri Tekaüd ve İstifa Kanununda “şehit” kavramı  geçmekte ise de tanımı verilmemektedir. Keza, 5434 Sayılı T.C. Emekli  Sandığı Kanununun 64 ve müteakip maddesinde “Harp Malullüğü”nden söz  edilmekle birlikte,  “şehit” le ilgili herhangi bir hüküm  bulunmamaktadır. Emekli Sandığı Kanununun 69 ncu maddesinin (d)  bendinde:  “...64 ncü madde de yazılı hallerde şehit olmuşlarsa...”  ibaresinin, şehit yada şehadeti tam olarak açıkladığı söylenemez. 
Bu konuda TBMM.nin 927 Sayılı yorum kararı ile 4992 sayılı Kanuna  ek 5107 sayılı kanunun 2 nci maddesinin tefsirine lüzum ve zaruret  olmadığına dair Heyeti Umumiye kararı mevcuttur. Bu kararlarda, harpte  veya eşkiya müsademesinde her nevi düşman silahı tesiri ile derhal vefat  edenler ile harpte yaralanıp tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi  ameliyat neticesinde vefat edenlerin şehit sayılacağı belirtilmiştir. Şehitlik Yönergesi, şehitliğe kimlerin gömüleceğinin belirlenmesi,  şehitlik yerlerinin tespiti ve tescili ile bakım ve onarım işlemlerinin  yürütülme esas ve usullerinin tespiti amacı ile çıkarılan, idarenin bu  hususlardaki iç işleyişi ile ilgili bir düzenlemesidir. 
Milli Savunma Bakanlığınca çıkarılan Şehitlik Yönergesinde  şehitliklere defnedilecekler belirtilmiş, belirtilen nedenlerden dolayı  ölenler şehit olarak tanımlamış ve şehitliğe gömüleceklere  “şehadet  belgesi” verileceği, bu belgenin vefat eden personelin şehitliğe gömülme  hakkını kazandırdığını ifade eden bir belge olduğu, bu belgenin hak  sahiplerine şehitlik nedeniyle yasaların tanıdığı hakların verilmesi  zorunluluğunu doğurmayacağı belirtilmiştir. Ancak şehitlik kurumuna  dayanılarak ilgililere bazı haklar tanınmaktadır. İlgililerin bu  haklardan yararlanıp yararlanmayacağı onların vefat eden yakınlarının  şehit sayılıp-sayılmaması durumu ile sıkı sıkıya bağlıdır. 
Bu nedenle vefat eden kişinin şehit sayılıp sayılmayacağı  hususunun mevcut hukuk normlarına, bunlar da yeterli değilse idare  yargısının yaratacağı hukuk kurallarına göre çözümlenmesi kaçınılmazdır. 
Davacının oğlu müteveffa erin şehit olup olmadığı, Şehitlik  Yönergesinin (MSY-439-1A) 4 ncü maddesindeki düzenlemeye göre  belirlenecektir. İlgili Yönergenin 4 ncü maddesinde;  “ 
a.) Harpte fiilen ateş altında ölenler, ya da yaralanıp tedavisi  sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler, ya da yaralanıp tedavi  sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, -b) İç Güvenlik  görevlerinde (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) veya terör ve  anarşi ile mücadelede ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu  yararın sebep ve tesiri ile ölenler,  -c) Eğitim, atış tatbikat, manevra  gibi görevleri yapan asker kişilerden; görev yaptıkları sırada veya  yetkili makamlarca görevlendirilmeleri nedeniyle, sabit görev  yerlerinden ayrıldıktan sonra, vuku bulan bir olayda ölenler veya  yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,  -d)  Kaçakçılığın men ve takibinde fiilen çatışma sırasında ölenler, ya da  yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,  -e)  Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut  emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve  olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve  tesiriyle ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)  -f)  Ailesi arzu ettiği takdirde, ölen MSB.ları, Orgeneraller ve Oramiraller.  –g) TSK. mensubu veya TSK.den ayrılanlardan (emekli,  istifa vb.)  daha  önce  TSK.  mensubu  olmaları gerekçesiyle terör eylemlerinden muhatap  olarak ölenler,  -h) Herhangi bir askeri tesis, kışla ve binanın  vs.yangın, sel, deprem, heyelan, çığ gibi doğal afetlere maruz kalması  nedeniyle ölenler,  -ı) Hangi meslek sınıfından olursa olsun; vazifeli  olarak askeri uçak veya askeri maksatla kullanılan uçak, helikopter,  gemi ve denizaltının herhangi bir sebep ve etki ile düşmesi, batması,  infilak etmesi sonucu ve vasıtalarda bulunanlardan ölenler,  (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)  -k) Yurtdışında sürekli  görev veya her türlü geçici görev nedeniyle bulunan Türk Silahlı  Kuvvetleri personelinden; bu görevlerinden dolayı (görevleri sona ermiş  olsa bile) maruz kaldıkları tedhiş veya uğradıkları suikast sonucu  ölenler ile TC.Anayasasının 92 nci maddesi veya Türkiye taraf olduğu  antlaşmalar uyarınca ya da 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel  Kanununun EK-10 ncu maddesi gereğince görevlendirilenler ile yabancı  ülkelerde veya uluslar arası sahalarda yapılan eğitim, tatbikat, manevra  veya harekat sırasında bu görevlerin başlangıcından bitimine kadar  geçen süre içinde  ölenler”in şehitliğe defnedileceği ve bunların  şehitliğe gömülmeleri yönünde şehit sayılacağı ve şahadet belgesi  verileceği öngörülmüştür. 
Müteveffa J.Çvş. ……………., ölümüne sebebiyet veren er ile, emir ve  talimatlara aykırı bir şekilde tartışarak ……..’ya hakaret edip, üzerine  yürüyerek disiplini bozan tutum ve davranış içerisinde olması nedeniyle  şehit statüsüne alınmadığı dava dosyası muhteviyatından anlaşılmıştır.  
Davacının oğlunun, aynı birlikte görev yaptığı arkadaşı  tarafından aralarında çıkan tartışma sonucu bıçak darbesiyle vefat  ettiği sabit olmakla müteveffanın, Şehitlik Yönergesi esasları  çerçevesinde şehit sayılmasının hukuken mümkün olmadığı  değerlendirildiğinden davalı idare tarafından tesis edilen işlemde  hukuka aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. 
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 
Yasal dayanaktan yoksun olan DAVANIN REDDİNE 
 							 
Dergi No:20
Karar Dairesi:AYİM 3.D.   
Karar Tarihi:17.06.2004
Karar No: E.2003/731
Karar No: K.2004/1015