|
Sayın Nevra Öksüz'e katılıyorum. Dava dilekçesinde kusur oranında bir ödeme talebi yoksa müteselsilen maddi ve manevi tazminata karar vermek gerekiyor, diye düşünüyorum
Murisin kusuru ise, matematiksel oranda maddi tazminattan matematiksel olmayan oranda da manevi tazminattan indirilmesi gerekir.
Ancak; burada bir zincirleme kazadan söz ediyoruz bu nedenle bir müteselsil kusurdan söz etmek mümkün değil mi bunu araştırmak gerekiyor. Eğer müteselsil sorumluluk yoksa bu durumda manevi tazminat miktarını da kusurları oranında tespit etmek gerekiyor...
T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas : 1992/7821
Karar : 1993/2193
Tarih : 19.03.1993
* KUSUR
* ZİNCİRLEME KAZA
* MÜTESELSİL SORUMLULUK
* İLLİYET BAĞI
Özet :Zincirleme kazalarda kusur yönünden her kaza kendi içinde değerlendirmeye tabi olup, sonraki kaza ile illiyetli ve her iki kazayı meydana getirenlerin sorumlulukları müteselsil değildir.
( 2918 s. Trafik K. m. 84, 88 ) ( 818 s. BK. m. 50, 51 )
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalılara ait 35 .... 937 plakalı kamyonun, kendisine ait 35 ..... 5412 plakalı araca tam kusurlu olarak çarptığını, yaptırdığı delil tespitine göre hurda bedelinin düşülmesi sonucunda 27.000.000 TL. zarar husule geldiğini, 115.500 TL. tespit masrafı yaptığını, bu miktarın 10.000.000 TL. sını sigortadan aldığını belirtip, bakiye 17.115.500 TL.nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, davalılar vekili, kazanın zincirleme kaza şeklinde vuku bulduğunu; bir başka aracın da davacının aracına çarpmış olan kendilerine ait araca çarpıp zararı ziyadeleştirdiğini ve istenen miktarın fahiş olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın 16.000.000 TL. miktarla kabulüne, fazla isteğin reddine karar verilmiş; karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dosya içeriğine uygun kabul şekline göre; davacının önünde, kırmızı ışık sebebiyle durmuş olan minibüse çarptığı, her iki araç çarpışmış şekilde duruyorlar iken davalılara ait kamyonun da duramayarak davacının aracına arkadan çarptığı, bu ikinci çarpmayı takiben de davalıların aracına arkadan üçüncü kişi durumunda olan (H.İ.K.)’nin yönetimindeki otobüsün çarptığı anlaşılmaktadır.
Bu şekildeki zincirleme çarpışma olaylarında kusur yönünden her çarpışma kendi içinde değerlendirmeye tabi olup, sonraki çarpışma ile illiyetli ve her iki çarpmayı meydana getirenlerin sorumlulukları müteselsil değildir. Bu durumda mahkemece, davacının aracına davalıların aracının çarpmasından sonra üçüncü kişiye ait bir otobüsün de davalıların aracına arkadan çarpmasının davacının aracında husule getireceği bir zarar ya da davacının aracında davalıların aracının çarpması ile meydana gelmiş olan hasarın artması sureti ile zarar ziyadeleşmesi durumu mevcut olup olmadığının, olmuş ise miktarının bilirkişiden alınacak ek bir raporla belirlenmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bunun aksine olarak eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Yukarıda bir nolu bentte yazılı nedenle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, iki nolu bentte yazılı nedenlerle kararın davalılar yararına (BOZULMASINA), fazla ödenen peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|