Mesajı Okuyun
Old 04-12-2010, 15:35   #25
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi

Esas: 2007/6711
Karar: 2008/16830
Karar Tarihi: 17.11.2008

KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇU - USULSÜZ TEBLİGAT - SANIĞIN SAVUNMA HAKKININ KISITLANAMAYACAĞI - SUÇA KONU ÇEKLERDEKİ YAZI RAKAM VE KEŞİDECİ İMZASININ SANIĞA AİT OLUP OLMADIĞI HUSUSU

ÖZET: Sanığın çek hesap sahibi şirketteki müdürlük görevinden istifa edip hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi; suça konu çeklerdeki keşideci imzasının sanığın dosya içerisinde bulunan imza sirkülerindeki imzasına benzemeyip, şirket ortaklarından İ.'nin imzasına benzediğinin görülmesi karşısında; suça konu çeklerdeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı bilirkişi marifeti ile tesbit ettirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

(1412 S. K. m. 225) (5271 S. K. m. 195) (7201 S. K. m. 35)

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Cengaver ….… hakkında Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 15.06.2005 tarihinde 2004/106 esas ve 2005/368 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı Mahkemenin temyiz talebinin süre yönünden reddine ilişkin 29.01.2007 tarih ve 2004106 esas ve 2005/368 karar sayılı ek kararının da sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bozma isteyen tebliğnamesi ile Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Gerekçeli kararın 7201 sayılı Kanun’un 35.maddesine göre tebliği usulsüz olup, temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edildiğinden; temyiz talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede:

1- Sanık için CMUK’nın 225. (CMK’nın 195.) maddesi gereğince düzenlenecek uyarılı davetiyenin; öncelikle bilinen son adresine (sanığın Mahkemeye bildirdiği veya daha önce kendisine geçerli bir tebligat yapılmış olan ya da Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlara sanık tarafından bildirilmiş bulunan adrese) gönderilmesi; tebligat memurunca, sanığın adresini değiştirmesi ve yeni adresinin belirlenememesi nedeniyle davetiyenin tebliği edilemeyerek iade edilmesi durumunda, bu kez Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliği edilmesi gerektiği gözetilmeden; imza sirkülerinde yazılı olan adrese doğrudan sözü edilen 35. maddeye göre yapılan usulsüz tebligata dayanılarak ve bu nedenle sanığın savunma hakkı kısıtlanarak yazılı biçimde hüküm kurulması,

2- Sanık müdafii temyiz dilekçesinde; sanığın çek hesap sahibi şirketteki müdürlük görevinden istifa edip hisselerini devrederek şirketten ayrıldığını, çekteki keşideci imzasının sanığa ait olmadığını belirtmesi; suça konu çeklerdeki keşideci imzasının sanığın dosya içerisinde bulunan imza sirkülerindeki imzasına benzemeyip, şirket ortaklarından İsmail Yıldız’ın imzasına benzediğinin görülmesi karşısında; suça konu çeklerdeki yazı, rakam ve keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı bilirkişi marifeti ile tesbit ettirildikten sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 17.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi

Esas: 1999/7590
Karar: 1999/8214
Karar Tarihi: 14.06.1999

3167 SAYILI KANUNA AYKIRILIK SUÇU - SANIĞIN KEŞİDE TARİHİNDE SÖZÜ EDİLEN HESAPTAN MÜNFERİDEN ÇEK KEŞİDE ETME YETKİSİNİN OLUP OLMADIĞININ SAPTANMASI GEREĞİ

ÖZET: Sanığın keşide tarihinde sözü edilen hesaptan münferiden çek keşide etme yetkisine sahip olup olmadığının saptanması gerekir.

(3167 S. K. m. 16)

Dava: 3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Asım .......in yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.5.1998 gün ve 1996/1421 esas 1998/628 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen tebliğnamesi ile 03.06.1999 tarihinde daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Sanık hakkındaki sabıka belgesi araştırılarak tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tartışılmaması karşı temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Sanığın, suça konu çekin bankadaki hesabından keşide edildiği ....... Televizyon ve Radyo İletişim Şirketini Kenan ve Zekeriya'dan her hangi birisi ile müştereken temsil ve ilzama yetkili bulunduğunun dosyada mevcut Trabzon Ticaret Sicili memurluğunun 1.4.1994 tarihli sicil tasdiknamesi örneği ve Trabzon 1. Noterliğince düzenlenmiş 15.8.1996 tarihli vekaletname örneğinden anlaşıldığı cihetle keşide tarihinde sözü edilen hesaptan münferiden çek keşide etme yetkisinin sahip olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek biçimde saptanıp, varsa belgenin getirtilmesi, münferit yetkisi yok ise davaya konu çekin şikayet hesabından sanık tarafından tek imza ile keşide edilmiş olması nedeniyle karşılıksız çek keşide etme suçunun oluşmayacağı, diğer unsurları da gerçekleştiği takdirde sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 14.06.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.