|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1996/11878
Karar: 1996/12729
Karar Tarihi: 21.10.1996
ÖZET: Yapılan takibe itirazında borçlu, tahliye taahhüdünü baskı altında verdiğini ve kira sözleşmesinin yenilendiğini iddia etmiştir. Bu itirazlar bir belge ile ispat edilememiştir. Noter huzurunda düzenlenen tahliye taahhütnamesinin borçlu kiracı tarafından, mecurda verildiği ihtilafsız olduğu gibi, taahhütname içeriğindeki sözleri ile de sabittir. Yeni malik olan her iki alacaklının kiralayana halef olarak geçerli tahliye taahhütnamesine göre, sözkonusu takibi başlatıp sürdürmelerinde yasaya aykırı bir cihet yoktur.
(2004 S. K. m. 274, 275)
Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 26.08.1996 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Kiralanan taşınmaz, 26.01.1982 tarihli noterden imza tasdikli kira sözleşmesi ile kiralayan Osman tarafından, kiracı borçlu Kemal'e 5 yıl süreli olarak kiraya verilmiştir. Daha sonra 03.03.1992 tarihinde bu akdi münasebete dayalı olarak kiracı Kemal, kiralayan Osman'a takip dayanağı tahliye taahhüdünü vermiştir. Yapılan takipte borçlu, itirazında taahhüdü baskı altında verdiğini ve kira akdinin yenilendiğini iddia etmiştir. Bu itirazlar bir belge ile ispat edilememiştir. Noter huzurunda düzenlenen 03.03.1992 tarihli tahliye taahhütnamesinin borçlu kiracı tarafından mecurda verildiği ihtilafsız olduğu gibi, taahhütname içerieğindeki; (... 01.02.1982 tarihinden itibaren kiralamış bulunuyorum) sözleri ile de sabittir. Yeni malik olan her iki alacaklı Ufuk ve Mustafa'nın Osman'a halef olarak geçerli tahliye taahhütnamesine göre, sözkonusu takibi başlatıp sürdürmelerinde yasaya aykırı bir cihet yoktur. Marmaris İcra Tetkik Merci Hakimliği'nin 1990/27-33 sayılı dosyasında takip sadece Osman tarafından yapılmıştır.
Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1989/201-243 sayılı dosyasında ise, S. tarafından yeniden iktisap ve ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açıldığı görülmektedir. Bu durumda akdin, Osman tarafından tek başına yapılmadığı biçimindeki merci gerekçesinde isabet yoktur. İtirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.10.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/17452
Karar: 2000/122
Karar Tarihi: 17.01.2000
ÖZET: Borçlunun itirazında, kiralayan ile arasında bir kira sözleşmesi olmadığı iddia edilmiş ise de, noter aracılığı ile alınmış olan tahliye taahhütnamesinde mecurda kiracı olarak oturmakta olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca baskı altında alındığı iddiası da mecurda kiracı olarak otururken tahliye taahhüdünün verilmiş olması nedeniyle merciide dinlenemez.
(2004 S. K. m. 272)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 21.12.1999 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Alacaklı İİK.nun 272. maddesi uyarınca 31.8.1994 tarihli ve 5841 numaralı tahliye taahhüdüne dayanılarak, ilamsız takip yapmış, borçluya örnek 56 nolu tahliye emrini tebliğ ettirmiştir. Bu tahliye emrinin borçluya tebliği üzerine süresinde taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığından ve tahliye taahhüdünün manevi cebir altında alındığından bahisle itiraz edilmiştir. Alacaklı, süresinde itirazın kaldırılmasını istemiştir. Borçlunun itirazında, kiralayan ile arasında bir kira sözleşmesi olmadığı iddia edilmiş ise de, noter aracılığı ile alınmış olan tahliye taahhütnamesinde mecurda kiracı olarak oturmakta olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca baskı altında alındığı iddiası da mecurda kiracı olarak otururken tahliye taahhüdünün verilmiş olması nedeniyle merciide dinlenemez. Bu durum karşısında Mercice, itirazın kaldırılmasına ve mecurdan tahliyeye karar verilmesi gerekirken hiçbir yasal nedene dayanmadan, takip talebinde taliye istemi bulunmadığından bahisle, istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.1.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/4801
Karar: 2002/5521
Karar Tarihi: 18.03.2002
ÖZET: Borçlu İİK. nun 274. maddesi uyarınca takibe itiraz ettiğinden, alacaklının 275. maddesi koşullarında Merciden itirazın kaldırılmasını istemesinde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yasaya uymayan bir yön olmadığı halde Mercice somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle, itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken mecurun 6570 sayılı Yasa kapsamında kaldığından bahisle tahliye isteminin reddine karar vermesi isabetsizdir.
(6570 S. K. m. 7/a) (2004 S. K. m.272, 274, 275)
Dava: Mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Bir taşınmazın 6570 sayılı Yasanın kapsamına girip girmemesi olgusu İİK. nun 272. maddesinin uygulaması sırasında önem ifade eder. Zira 6570 sayılı Yasa kapsamında olan yerler için anılan kanunda 7/a maddesi gereğince ayrıca tahliye taahhüdü gerekli olup, taahhüt olmaksızın icra takibine İİK. nun 272. madde gereğince konu edilemez. Ancak, bu Kanun kapsamında olmayan yerler için ise İİK. nun 272. maddesi gereğince kira müddetinin bitiminden itibaren bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliye istenebilir. Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde;
Alacaklı, 6570 sayılı Kanunun 7/a maddesine uygun olarak takip talepnamesinde mağazanın kira sözleşmesine dayanak taşınmazın tahliyesini istemiş ve örnek (56) borçluya tebliğ olunmuştur. Takipte de kira sözleşmesi ile birlikte dayanak noterden tasdikli tahliye taahhütnamesi ibraz olunmuştur. Borçlu İİK. nun 274. maddesi uyarınca takibe itiraz ettiğinden, alacaklının 275. maddesi koşullarında Merciden itirazın kaldırılmasını istemesinde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yasaya uymayan bir yön olmadığı halde Mercice somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle, itirazın kaldırılmasına karar vermek gerekirken mecurun 6570 sayılı Yasa kapsamında kaldığından bahisle tahliye isteminin reddine karar vermesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yukarıda ilgilikararlar var. Umarım yardımı olur,iyi çalışmalar
|