19-11-2010, 13:51
|
#3
|
|
Yeşil kart üzerindeki fotoğrafta soğuk damga var idiyse,bu fotoğrafın yerine yapıştırılan fotoğraf üzerinde de soğuk damga izinin bulunup bulunmamasına göre iğfal kabiliyeti tartışılabilir. Soğuk damga izinin olmaması iğfal kabiliyetinin de bulunmaması anlamına gelecektir.Eğer soğuk damga izi kaybolduğu halde bu durum görevlilerin dikkatsizliği sonucu gözden kaçıp ameliyat buna rağmen yapılmışsa sahtecilik suçu oluşmayacaktır. Soğuk damga izi olmadığının hastane görevlilerince farkedilmesi gerekirdi. Bilirkişi raporunda iğfal kabiliyetinin bulunduğu yolundaki tesbit mahkemeyi bağlayıcı değildir. Aslında iğfal kabilietine ilişkin değerlendirme ve gözleme yetkisi esas olarak mahkemeye ait bir yetkidir. Mahkemece soğuk damga izinin gözlenerek iğfal kabiliyetinin(aldatıcılık yeteneğinin) belirlenmesi gereklidir. Şayet orijinal fotoğraf çıkarıldıktan sonra yapıştırılan ikinci fotoğraf üzerinde soğuk damga izi yok ise aldatıcılık yeteneğinden sözedilemeyecektir.Bu durumda yalnızca dolandırıcılık suçu oluşur.
6. Ceza Dairesinin 5.3.1991 tarih ve 91/01803 nolu kararında; “suça konu belgede yapılan tahrifatın iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı araştırılıp tartışılmadan hukuki durumun tayini yasaya aykırıdır”;
6. Ceza Dairesinin 11.10.1984 tarih ve 94/9217 nolu kararındaki “suça konu nüfus cüzdanındaki soğuk damga izinin yalnızca fotoğraf üzerinde bulunup, fotoğrafın yapıştırıldığı sayfaya taşmadığının müşahede edilmesi karşısında, iğfal kabiliyetinden söz edilemeyeceğinden mahkumiyet kararı verilmez. suça konu sahte nüfus cüzdanın delil olarak dosyada saklanması yerine zoralımına karar verilmesi doğru değildir” ifadeleri iğfal kabiliyeti ile ilgili konuya ilişkin emsal teşkil etmektedir.
|