1) Her ne kadar Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanarak ödeme emri gönderiliyorsa da; uyuşmazlık Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanununundan doğmadığından görevli mahkeme İdare Mahkemesidir. Yetkili mahkeme de Taşınmaz malın yer İdare Mahkemesidir.
Ayrıca aynı nedenle de dava açmak takibi durdurmaz.Yani bu konuda ayrıca mahkemece karar alınması gerekir, diye düşünüyorum...
2) Ecrimisilllerde zamanaşımı tahahkkuk zamanaşımı 10 yıldır..Ancak tahsil aşamasında zamanaşımı 5 yıldır.
3)Aksi bir görüş olabileceğini sanmıyorum.
4 ve 5) Burada işgalci fiilen kim işgal etmişse o dur. Anladığım kadarıyla müvekkilinizdir. Belediyenin durumu önemli.. Eğer dava açılırsa, davanın Belediye ihbar edilmesi gerekir. Yani Belediye İhbar edilen konumunda olmalıdır.Zira Belediye söz konusu taşınmazı kamu yararı amacıyla kiraladığını iddia edip ecrimisil alacağı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulünü sağlayabilir...
6)Bu soruya aşağıdaki içtihat çok güzel cevap vermektedir:
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/2751
Karar : 2003/7262
Tarih : 03.06.2003
KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
ZAPT
ECRİMİSİL TAZMİNATI
KİRA BEDELİNİ GERİ VERME BORCU
Özet :BK. 249 maddesi gereğince kiralayan, kiralananı kullanma amacına uygun olarak kiracıya teslim etmek ve kira süresi boyunca bu halde bulundurmakla mükelleftir. Öte yandan aynı yasa uyarınca kiralayan belediye kiralananın üçüncü bir şahıs tarafından kira sözleşmesinin yapılmasından önce mevcut olan aynı bir hak dolayısıyla tamamen veya kısmen zaptedilmesinden, kiracı davacıya karşı sorumludur. Olayda hazine mülkiyet hakkına dayanarak davacının kiracılık hakkı ile bağdaştırılamayan bir iddiada bulunmuştur. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı ödemiştir. Böylece davacı kiracıdan, kiralanan elinden alınmış olmaktadır. Bu durumda davacı zapt dolayısıyla davalı ile aralarındaki kira sözleşmesinin feshini isteyebilir. Davacı bu davada fesih ile birlikte ödediği kira bedeli ve teminatın iadesini istemiştir. Burada davalının kira bedelini geri verme borcu sebepsiz iktisaptan değil kira sözleşmesinin feshedilebilir olmasından kaynaklanmaktadır.
( 818 s. BK. m. 249, 253 )
Taraflar arasındaki kira aktinin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.
KARAR
Davacı, mülkiyeti hazineye ait taşınmazı ihale ile otopark olarak işletmek için 13.7.1994 tarihinde kiraladığını, İstanbul Defterdarlığının bu taşınmaz için kendisinden ecrimisil talep ettiğini, hazine aleyhine bu tahakkukun iptali için açtığı davanın reddedildiğini, davalının kendi tasarrufunda olmayan taşınmazı kiraya verdiğini belirterek kira akdinin feshine, ödediği kira bedeli toplamı 45.292.000.000TL. ile 768.000.000TL. teminat bedelinin faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazı usulüne uygun olarak davacıya kiraya verdiklerini, talebin yasal olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; dava devam ederken davacı mecuru boşalttığından akdin feshi talebinin konusu kalmadığından ve akdin başlangıçtan fesih talebinin reddine, 44.177.000.000TL. kira bedelinin 1.10.1999 tarihinden yasal faizi ile, 708.000.000TL. teminat bedelinin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava dışı maliye hazinesine ait olan taşınmazın davacıya kiraya verilip teslim edildiği, kira bedellerinin davacı tarafından davalıya ödendiği, bu dönem için hazinenin de davacıdan ecrimisil talebinde bulunduğu, davacının idare mahkemesine bu tahakkukun iptali için dava açtığı ancak reddedilerek kesinleştiği ve davacının 6183 sayılı kanuna göre 15.3.2002 tarihinde mecuru boşalttığı hususlarında uyuşmazlık yoktur. Bir taşınmazın kiraya verilebilmesi için kiralayanın malik olması zorunluluğu yoktur. Bu nedenle taraflar arasındaki kira sözleşmesi geçerli bir sözleşmedir. BK. 249 maddesi gereğince kiralayan, kiralananı kullanma amacına uygun olarak kiracıya teslim etmek ve kira süresi boyunca bu halde bulundurmakla mükelleftir. Öte yandan aynı yasanın 253. maddesi uyarınca kiralayan belediye kiralananın üçüncü bir şahıs tarafından kira sözleşmesinin yapılmasından önce mevcut olan aynı bir hak dolayısıyla tamamen veya kısmen zaptedilmesinden, kiracı davacıya karşı sorumludur. Olayda hazine mülkiyet hakkına dayanarak davacının kiracılık hakkı ile bağdaştırılamayan bir iddiada bulunmuştur. Davacı her ne kadar taşınmazı kullanmışsa da bunun karşılığında tapu maliki hazineye karşı sorumlu tutulmuş ve ecrimisil tazminatı ödemiştir. Böylece davacı kiracıdan, kiralanan elinden alınmış olmaktadır. Bu durumda davacı zapt dolayısıyla davalı ile aralarındaki kira sözleşmesinin feshini isteyebilir. Davacı bu davada fesih ile birlikte ödediği kira bedeli ve teminatın iadesini istemiştir. Burada davalının kira bedelini geri verme borcu sebepsiz iktisaptan değil kira sözleşmesinin feshedilebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Davalı Belediyenin sorumluluğu aldığı kira bedelini geçmemek üzere kiracı davacının ödediği ecrimisil parası ile sınırlı olup mahkemece bu yön gözardı edilerek davacının ödediği kira bedeli ve teminatın iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
7) Ben davalı yerinde olsam; idari başvurunun ödeme emrinin tebliği üzerine işleyen süreyi durdurmayacağını ileri sürerdim.

)
8) Dava konusu zaten anladığım kadarıyla 2008 öncesi ait tahakkuk etmiş ecrimisil alacağı..