21-10-2010, 13:14
|
#62
|
|
|
|
|
|
...Türk Hukuk Sitesi'nde Türkiye'deki siyaseti konuşmamız mümkün değil. Ama gelinen noktada konu, siyaset değil, yargı... Adil ve bağımsız yargının unsurlarını konuşmamız sitede serbestten de öte bence zorunlu olmalı...
|
|
 |
|
 |
|
Gelişmelere Sayın Adli Tip’in isabetle işaret ettiği gibi siyaset penceresinden değil yargının içinde bulunduğu kaotik atmosferin irdelenmesi açısından yaklaşılması gerekir ki paylaşılan görüşler bu doğrultudadır, yani THS’de siyaset tartışması yapılmaması ilkesine halel gelmemektedir.
Yargı ile siyaset arasında keskin bir çizginin çekilememesi, ister istemez görüşlerin ifadesi noktasında tartışmayı siyasi zeminden tamamen soyutlamayacaktır ancak burada yapılan, siyasilerin değil hukukçuların görüş paylaşımıdır.
“HSYK Adayı Yargıçlar Seçim Yarışına Başladı!” başlığı altındaki tartışmaların, belirgin bir nezaket ve üslupla yapılmakta olduğu konusunda sanırım hiç kimsenin çekincesi olmayacaktır. Burada dile getirilen her fikir, sahiplerinin farklı görüşler içerisinde olduğu gerçeği karşısında dahi yargı adına bir kaygının ifadesidir.
HSYK seçim sonuçlarının gelecekte, yargının içinde bulunduğu ve toplumun her kesiminin olumsuz biçimde etkilendiği işleyiş sorunlarının sona ermesine katkı sağlayacağına inanmayı çok isterdim. Ancak yargının (burada yargıyı ütopik bir kavram olarak değil, bizzat içinde yer aldığımız, adaletin tesisini amaç edinen bir alan olarak gördüğümü de ifade etmeliyim) demokratikleşme(!) sürecinden nasibini alamayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin demokratikleşme(!) sürecinden yargının nasiplenebileceğine inanmayan ben, salt bir elit kesimin etkisizleştirilmesi ve yeni bir elitist anlayışın ortaya çıkarılma süreci olarak gördüğüm bir tabloyu Türkiye’nin demokratikleşmesi olarak görebilir miyim? Elbette ki hayır..
Saygılarımla..
|