  | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
          
            
              | 
            
            
            Yazan Av. Hakan EREN | 
            
              | 
           
         
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        .... 
İşte hayalperest ben, dedim ki "yahu, bu sefer oylar gizli, perdenin ardına girdimmiydi, sol memenin altındaki cevahir parlayıverir, yok bakanlıkmış yok abilermiş, gönlünce - özgürce oylar verilir" 
  
Hayal işte... 
  
.............. 
.............. 
  
Şöyle düşünelim, oldukça basit bir örnek vermek istiyorum: Diyelim, seçimle faşist bir partiyi iktidara getirdik. (örnekteki "faşist"i, komünist, müreteci vs. unsurlarla değiştirmek serbesttir) 
  
Sorun faşist partide midir, seçmenlerde midir, seçimde/demokraside midir? 
  
Soru bu... 
  
Ben en azından "sorun demokraside değil" diyenlerdenim. 
  
         | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
  
 
Sayın Eren;
 
Belki yanlış düşündüm, belki doğru... Ben şöyle düşünerek hayır demiştim:
 
Demokrasi en güzeli olsa da, o da siyasetin bir enstrumanıdır. (Ya da siyaset demokrasinin enstrumanı...)
 
En güzelinden de olsa, siyaset bir haliyle, bir şekilde yargıya bulaşmasın... 
Elbette her yagıcın bir siyasi görüşü var ama, o mesleği seçtiyse bu görüşünü sadece ve sadece seçme hakkını kullanırken, gizlice kullanmalıdır. 
 
Zira YARSAV ve Demokrat Yargı'nın varlıklarının doğruluğu hakkında da çekincelerim devam ediyor.  
 
Yargı bitaraf(!) olmak zorunda(ydı)...
Saygılarımla,