Mesajı Okuyun
Old 20-10-2010, 10:48   #4
av.esengül çördük

 
Varsayılan

AZALMIŞ CEZA SORUMLULUĞU
Kanunumuzun ruhsal bozukluklar hususundaki düzenlemesinin tam ruhsal bozukluğu bulunan kimselerle ilgili olarak rasyonel bir çözüm sağladığı, buna karşın kısmi ruhsal bozukluk bulunan kimselere ilişkin klinik ölçülerin ne olduğunun pek belirgin olmadığı söylenebilir. [14]

TCK’nun 47. maddesinde tanımlanmış bulunan „fiili işlediği zaman şuurunun ve harekâtının serbestisini tamamen değil de ehemmiyetli derecede azaltan“ ruhsal bozuklukları ve diğer durumları tanımlamak güçtür.

„Maddede geçen „şuur ve harekâtın ehemmiyetli derecede azalması“ cümlesindeki „ehemmiyetin“ ölçüsü belli olmadığı gibi bu yönde klinik bir ölçü koymak da mümkün görünmemektedir“ [15] .

Hafif derecede zekâ gerilikleri, epilepsi ve diğer nedenlere ikincil kişilik bozuklukları, bazı psikozların veya duygulanım bozukluklarının kısmi remisyon halleri, ağır obsesif kompulsif bozukluk (saplantı zorlantı bozukluğu), hipokondriyazis ve fobik bozuklukla beraber olan veya ayrıca panik bozukluğuna bağlı panik atakları, piromani, kleptomani gibi dürtü kontrol bozuklukları bu kapsamda değerlendirilebilir.

Kleptomani, çalmaya karşı duyulan aşırı istek, arzudur. Bir kleptoman, genellikle kolaylıkla satın alabileceği ya da pahalı olmayan şeyleri çalma eğilimindedir. Kişi sadece çalma eyleminin gerginliğini ve heyecanını yaşamak için çalabilmektedir. Kleptomani, daha erken yaşlarda tecrübe edilmiş duygusal sıkıntılardan kaynaklanıyor olabilmektedir. Kleptoman kişilerde karşı koyulamaz bir çalma isteği bulunmaktadır; ancak genellikle çaldıkları şeyleri atarlar. Çünkü, gerçekte çalma eyleminin heyecanı onları cezbetmektedir. Ruh sağlığı uzmanları kleptomaninin muhakemeyi etkileyen bir rahatsızlık olduğunu söyleseler de, Amerika ve Britanya’daki adalet sistemleri bu durumu cezai ehliyeti ortadan kaldıracak bir şart olarak saymamaktadır.