Mesajı Okuyun
Old 15-10-2010, 10:03   #2
AV.MEHMET27

 
Varsayılan

T.C
YARGITAY
6.HD
2009/2483E
2009/7327K
17.09.2010

(6570 S. K. m. 7)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Uyuşmazlık, yeniden iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde % 99 pay sahibi olduğu davacı şirketin halen kiracı olduğu dükkanda tekstil ürünleri ticareti faaliyetine devam ettiğini, davaya konu taşınmazın tahliyesinden sonra bu yeri aynı tekstil ürünlerinin ticaretine devam etmek üzere satın aldığını belirterek kiralananın işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliyesini istemiştir.
Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği 6570 Sayılı Yasanın 7/b ve c maddelerinde sınırlı olarak sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiralayan veya kiralayan durumunda olmayan malik ancak kendisinin, eşinin ve çocuklarının konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir.
Davacı Şefik dava konusu taşınmazı 01.06.2007 tarihinde kendi adına iktisap ettiği ve diğer davacı şirketin % 99 hissedarı ve sorumlu müdürü olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı Şefik, müdürü olduğu şirketle birlikte dava açmış ise de asıl ihtiyaç sahibinin davacı V. A... Limitet Şirketi olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle davacı Şefik, şirket ihtiyacı için kendisinin malik olduğu kiralananın tahliyesini istemektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi 6570 Sayılı Yasanın 7/c maddesinde, kimlerin ihtiyacı için dava açılacağı açıklanmıştır. Bu itibarla, şirket ihtiyacı için gerçek kişilere ait taşınmazların tahliyesi istenemez. Şirketler tüzel kişiliğe sahip olup ancak şirket malı için şirketin ihtiyacı bahse konu olabilirler. Davanın bu nedenle reddi gerekir. Kaldı ki davacı Şefik'in boşta olmadığı, şirket müdürü olarak ikinci bir iş yapma isteği zorunlu ihtiyaç olarak kabul edilemez. Davanın bu yönden de reddi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)