Mesajı Okuyun
Old 01-10-2010, 10:39   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.duyguf
Kartın haksız kullanımı ve sigortalanması Madde 23 - (1) Banka kartı veya kredi kartının ya da Kanunun 16 ncı maddesinde belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, kart çıkaran kuruluşa yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.


BU MADDEYLE İLGİLİ YARGITAY KARARINA ULAŞAMIYORUM ..


Sayın av.duyguf,
Belirttiğiniz durumun düzenlendiği "kanun maddesine" mesnetle:

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 27.02.2009 T., Esas: 2008/12361, Karar: 2009/2549: "Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartını ATM cihazında kullandığı sırada kartın cihazda takılı kaldığını, bağlı bulunan telefon ile bankayı aradığını ve iptal işlemini gerçekleştirdiğini, ancak, telefon düzeneğinin kötüniyetli kişilerce gerçekleştirildiğini ve kartının elde edilerek 1.600 TL nakit, 261,99 TL alışveriş yapıldığını, olayın davalının yeterli güvenlik önlemi almamasından kaynaklandığını ileri sürerek, icra tehdidi ile ödediği 2.045,89 TL'nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının kendi kusuru ile kartını ve şifresini üçüncü kişilere verdiğini, olayda kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı bankanın ATM Cihazında yeterli güvenlik tedbirini almadığı ve davacı zararından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartını ATM cihazında kullanırken kartın sıkıştığını, o sırada yanında bulunan kişinin uyarı ve telkinleri doğrultusunda ATM cihazında tesis edilmiş telefonu kullanarak kredi kartını iptal etmeye kalkıştığını, ancak, kartının ve bilgilerinin kötüniyetli kişi tarafından elde edilerek kullanıldığını, olayda davalı bankanın kusurlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, maddi olayın oluşu yönünden bir itiraz ve açıklamada bulunmamış, ancak, kusurun kart bilgilerini üçüncü kişilere veren davacıda olduğunu savunmuştur. Şu hale göre, ATM cihazlarındaki kart yuvalarını kötüniyetli üçüncü kişilerin kolayca müdahalelerine imkan tanıyacak şekilde bırakan ve yine, ATM cihazlarına kötüniyetli üçüncü kişilerin telefon düzeneği yerleştirmelerini engelleyecek ve bu konuda yeterli denetim tedbirlerini almayan davalı bankanın olayda asli kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, kart sahibi olan davacı da, gerek davalı banka ile imzaladığı sözleşmenin 10. maddesi ve gerekse 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 12. maddesi hükmü gereğince, kendisine tevdi edilen kartı ve bilgilerini özenle ve güvenli bir şekilde korumak ve iradesi dışında kartın veya bilgilerin kaybolması veya çalınması durumunda kart çıkaran bankayı derhal haberdar etmek zorundadır. Kartı ATM cihazına sıkışan davacı daha güvenli yollardan kart çıkaran bankayı haberdar etmek yerine kötüniyetli kişilerin talimatı ile hareket edip kart ve bilgilerinin onların eline geçmesine sebebiyet verdiğine göre, olayda davacının da müterafik kusurlu olduğunun kabulü zorunludur. Öyle olunca mahkemece, tarafların olaydaki kusur ve sorunluluklarının yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."

Saygılar...