Mesajı Okuyun
Old 30-09-2010, 15:54   #10
av.sukrupancar

 
Varsayılan

T.C. Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/3062 Karar No: 2009/18488 Tarihi: 02.07.2009

• İşveren Tarafından Teminat Senedi Alınması
• İşçi Lehine Yorum İlkesi
• Senede Karşı Senetle İspat Kuralı
• İşçi Lehine Tanık Dinlenebilmesi
(1086 s. m. 288, 4857 s. m. 32)

TAM METİN :
Davacı, borcun olmadığının tespiti ile %40 dan az olmamak üzere tazminat tayinine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Ünal tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi Mahmut Ö., davalı işveren tarafından kendisinden teminat senedi alındığını, diğer davacı abisi Atilla Ö.'nün de kefil olarak senede imzasının alındığını, davalı firmadan ayrılmasına rağmen teminat senedinin işveren tarafından kendisine iade edilmediğini iddia ederek borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren savunmasında; dava konusu senedin boş olarak düzenlenmediğini, öyle olsa dahi bunun yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, mal verilmediğinin veya senedin teminat senedi olduğunun da yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu senedin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 288. maddesinde belirtilen senetlerden olup, aksinin ispatının aynı nitelikte yazılı belge ile mümkün olduğunun, davacı taraf borçlu bulunmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama da görülmektedir. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır.
Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir.
Somut olayda, mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dava konusu senedin teminat senedi olarak verilip verilmediği konusunda davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeli, tarafların delilleri toplanmalı, elde edilecek verilere göre karar vermekten ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/7031 Karar No: 2006/2229 Tarihi: 07.03.2006

• Menfi Tespit Davası
• İşverenin İşçiden Aldığı Bonodan Doğan Alacak
• Görevli Mahkeme
ÖZET :
İşe giriş sırasında, işveren tarafından işçiden aralarındaki iş akdi ile ilgili olarak alınan senetten doğan uyuşmazlıklarda iş hukukunun uygulanması gerektiğinden buna ilişkin davaların iş mahkemelerinde görülüp çözümlenmesi gerekir. Davacı işçinin, davalı işverenin akaryakıt istasyonunda çalıştığı sırada, kendisinden boş olarak alınan senedin borcu olmamasına rağmen tahsilinin istenmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediği davada iş mahkemesi görevlidir.
TAM METİN :
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalının benzin istasyonunda işçi olarak çalıştığı sırada kendisinden boş senet alındığını, borcu olmadığı halde senedin 2.200.000.000.- TL. miktarında doldurulup tahsile girişilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüş ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddiyle % 40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece usulüne uygun olarak ispatlanamadığından davanın reddine, davacının kötüniyeti sabit olmadığından davalının tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, işçi işveren ilişkileri nedeniyle verildiği iddia edilen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. İşe girerken veya iş akdinin devamı sırasında işveren tarafından işçiden aralarındaki iş akdi ile ilgili olarak alınan senetten dolayı çıkan uyuşmazlıklarda iş hukukunun uygulanması gerektiği ve bu nedenle davanın iş mahkemelerinin görevine girdiği düşünülmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.