04-09-2010, 15:37
|
#2
|
|
Zarar görenlere zararlarının ödenmesi için önce zarar miktarları ve açık kimliklerinin belirlenmesi gerekir, bundan sonra da bu şahıslara zararları ödenmelidir, eğer ödeme kabul edilmezse ya da zarar görenler bulunamazsa adli emanete makbuz karşılığı bu ödeme yapılabilir, önemli olan etkin pişmanlık iradesinin olmasıdır, mahkememizde böyle bir olay olmuştu, sanık zararı ödemek istemişti, ancak müşteki kabul etmedi, bunun üzerine zarar miktarını karşılayan para emanete alındı, Hükümde ise TCK'nun 168. maddesi sanık lehine uygulandı, ayrıca emenatteki paranın da müştekiye iadesine karar verildi ve Yargıtay'dan da bu karar onanarak döndü. Saygılar
|