31-08-2010, 16:32
|
#7
|
|
|
|
|
|
Nevra Hanım sizce vergi mahkemesinde tanık deliline başvurulamaz mı?
İdari yargı yerlerinde yazılı yargılama usulünün uygulanması duruşmada tanık dinlenememesine sebep olmaktadır.
Ben de zaten duruşmada tanık dinlensin dememekteyim.
Benim gayem tanık ifadesinin dava dosyasına girmesi. Bunun için de İYUK md. 58/2 hükmü uyarınca adli yargı mercilerinin istinabe edilebileceğini düşünmekteyim. Ancak buna benzer bir uygulamaya hiç rastlamadığım için konuyu bu platforma taşıma gereği duydum.
Yazılı yargılama usulünün uygulanıyor olması adli yargı mercilerinin istinabe edilmesine engel değildir sanırım.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Av.Güneş,
BENCE  :
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Veysi SEVİĞ-İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Gör. |
 |
|
|
|
|
|
|
...
Ülkemizde henüz vergiyi doğuran olayın bütünü ile kavranmasına yönelik düzenlemelere gidilmemiş, yapılan incelemeler sırasında saptanan ve vergi dairesinden gizlenmiş olaylar yargı organlarınca iyi değerlendirilmemiştir.
İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 31. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'na yollama yapılmıştır. Hangi hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'na başvurulacağı hususu söz konusu düzenlemede tahdidi olarak belirlenmiştir.
İdari yargılamada yazılı muhakeme (yargılama) ilkesi benimsendiğinden, yargılama aşamasında duruşma yapılması istisnai (2) olduğu gibi tanık dinlenmesi, yemin teklifi idari yargıda uygulanmaması gereken hususlardandır.
İdari Yargılama Usulü Yasasının duruşma ve duruşmaya ilişkin esasları düzenleyen 17 ve 18. maddelerinde duruşmada tarafların dinleneceği hükme bağlanmış, tanık dinleneceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
Diğer yönden İdari Yargılama Usulü Yasası'nın idari davada delillerin belirlenmesine ilişkin 58. maddesinde tarafların, idari dava açıldıktan sonra bu davalara ilişkin delillerin tespitini ancak davaya bakan Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemesi istemi uygun gördüğü takdirde, üyelerden birini bu işle görevlendirebileceği gibi, tespitin mahalli idari ve adli yargı mercilerce yaptırılmasına da karar verilebileceği, delillerin tespiti isteminin ivedilikle karara bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Vergi davalarının çözümlenmesi aşamasında tanık dinlenmesinin mümkün olmamasına karşılık tanık niteliğindeki kişilerden yazılı bilgi alınarak uyuşmazlığın çözümlenmesi aşamasında kullanılması mümkündür. (çünkü mahkeme her türlü delili toplayarak olayı çözüme kavuşturmak zorundadır).
Vergi davalarının çözümlenmesi sırasında tanık dinlenmesinde yarar vardır. Çünkü olayla ilgili vicdani kanaatin hakim nezdinde oluşması aşamasında tanık ifadeleri etkili olabilir. Yargılama aşamasında yapılacak sözlü tanıklık hakimin olaya ilişkin düşüncelerini değiştirebileceği gibi olayla ilgili daha derin bir araştırmayı da zorunlu kılabilir.
Tanığın vergi mahkemelerinde dinlenmemesine karşılık tanıktan noter aracılığıyla alınmış imzalı beyana itibar edilebilmektedir.
Gerçekte tanığın vicdani kanaat oluşmasında çok önemli bir yeri vardır(1)
Vergi Usul Yasası' nın mükerrer 378. maddesinde iddia ve savunmanın gerekli kıldığı hallerde mahkemenin vergi davasına konu olan tarhiyatın dayanağı incelemeyi yapmış bulunan inceleme elemanları ile yükümlünün duruşmada hazır bulunduracağı mali müşavirinin veya muhasebecisinin dinleneceği hususu hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme vicdani kanaatin oluşturulmasında "tanık"a duyulan gereksinimden kaynaklanmaktadır.
Kanımızca takdiri delili niteliği olan tanık ifadelerinin, adli yargılamada kararların oluşmasındaki etkinliği dikkate alınarak vergi yargılamasında da kabul edilmesi gerekmektedir. Bunun için İdari Yargılama Usulü Yasasında değişiklik yapılması gerekmektedir.
Yukarıda da açıklandığı üzere "2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda, yazılı yargılama usulünün esas alınmış bulunması ve aynı kanunun 31. maddesinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun şahadete ilişkin hükümlerine atıfta bulunmamış olması nedeniyle vergi mahkemesince bir şahsın duruşmada şahit olarak dinlenmesinde, şahide yemin teklif edilmesinde ve yemine icabet etmemesi nedeniyle yemin teklif edilen hususun ikrar edildiğinin kabulü suretiyle verilen kararda kanun ve usul hükümlerine uyarlık" bulunmamaktadır.
Danıştay böyle bir kararı verirken İdari Yargılama Usulü Yasasında yer alan düzenlemelerden hareket etmiştir.
Vergiyi doğuran olayın özellikleri dikkate alındığında, olayların vergi idaresi tarafından kavranabilmesi için bazı hukuksal vergilerden ve tanık ifadelerinden yararlanılması kaçınılmaz olmaktadır. Günümüzde iktisadi gerçeklerle bağdaşmayan bazı olaylar, delil yetersizliğinden veya olayın maddi delillerle yeterince belirlenememesinden dolayı vergi matrahının belirlenmesi sırasında gerçek değerleri ile dikkate alınamamaktadır.
İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 20/ 1. maddesi hükmü uyarınca vergi mahkemeleri davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süreler içerisinde gerekli gördükleri belgelerin gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Buna karşılık mahkeme yazılı yargılama usulünün gereği olarak tanık dinleyemezler. Tanık dinlenmemesi hali kararın oluşturulmasına olumsuz yönde etkisi olan bir hukuki eksiklik olarak kabul edilmelidir.
(1) Danıştay 13.Daire E.No:1978/1094,K.No:1979/1281
(2) KONDU,İdari Yargılama Usulünde Tanık I.Ulusal İdare Hukuku Kongresi,
İdari Yargı,Ankara ,1990 Sf.:268
|
|
 |
|
 |
|
"Uygulamada" isteminizin reddedileceği kanaatindeyim
Saygılar...
|