27-08-2010, 10:50
|
#6
|
|
Sayın Cirit'in gerekçesi mantıklı bir gerekçe. Ancak, Tanıma ilişkin kararların da esas yönünden Kesin Hüküm olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle söz konusu olayda her ne kadar usuli bir işlemin eksikliği nedenine dayansa da sonuç itibariyle esas yöünden kesin hüküm teşkil edebileceği kanaatindeyim.
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas : 1998/11732
Karar : 1998/13640
Tarih : 15.12.1998
USUL
TENFİZ
TANIMA
KESİN HÜKÜM
Özet :Tanıma ve tenfize ilişkin verilen kararlar da kesin hüküm niteliğinde olabilir.
( 2675 s. -mülga- MÖHUK. m. 13/1, 38 )
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * tebligata rağmen taraflar gelmediler. İşin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1- Davalı 2675 sayılı yasanın 38/d.maddesine dayanarak kendisinin hükmü veren mahkemeye çağrılmadığını ve hükmü veren mahkemenin mensup olduğu devletle karşılıklılığın bulunmadığını ileri sürmüş ise de bu yolda herhangi bir delil getirememiş olması ve tenfizi istenen yabancı kararda yazılanlar karşısında aşağıda belirtilen yönler dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacı, İzmir 9.Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı konuda 1994/317 esas sayılı davanın açıldığını ve isteğin retle sonuçlandığını ileri sürmüştür. Kesin hüküm dava şartıdır. Hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece bu dosya celbedilerek incelenip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan yön üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
3- Kabule göre de;
a-) Toplanan delillerden tarafların Türk olduğu anlaşılmaktadır. 2675 sayılı yasanın 13/1.maddesine göre, boşanma sebepleri ve hükümleri hakkında eşlerin müşterek milli hukuku uygulanır. Yabancı mahkeme Türk hukukunu uygulamamıştır.2675 sayılı kanunun 38/b maddesi uyarınca bu hususun gözetilmemesi isabetsizdir.
b-) Evlilik bağına ilişkin kararların tanınması hakkındaki sözleşme 14/09/1975 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Tenfizi istenilen hükmü veren mahkemenin bağlı olduğu devletin bu sözleşmeye iştirak edip etmediği de araştırılmadan hüküm kurulması yerinde değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.15/12/1998 (sALI)
|