Mesajı Okuyun
Old 26-08-2010, 12:16   #3
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

bir kararda benden ama sayın karabulut'un da dediği gibi uyşmazlığı biraz daha açar mısınız? karşı taraf hangi sebeple itiraz etti?

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/10720
Karar: 2005/16732
Karar Tarihi: 10.11.2005

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - DEPOZİTO BEDELİNİN İADESİ İÇİN YAPILAN TAKİP - BEDELİN İADESİ KOŞULLARI - KİRA SÖZLEŞMESİ HÜKÜMLERİ - SÖZLEŞME BİTİM TARİHİNİN BELİRLENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Depozitonun tahliyeden sonra kira borçlarına mahsup edilemeyeceğine dair bir yasal düzenleme mevcut değildir. O halde Mahkemece, taşınmaza ait anahtarların davalıya teslim edildiği tarihin, (taraflardan sorularak, gerektiğinde bu konudaki yasal delillerin de toplanıp değerlendirilmek suretiyle) saptanarak davacının bu tarihten itibaren 2 ay süreyle kira ve aidat bedellerinden sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 67)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

Karar: Davacı, 1.11.2000 tarihli kira sözleşmesi gereğince 1500 dolar depozit verdiğini, 4 aylık kira ve aidat bedellerini ödediğini, ancak kendi özel sebepleri nedeniyle mecura hiç taşınamadığını, akdin feshi hususunda davalı ile anlaşmalarına rağmen davalının depoziti iade etmediğini ileri sürerek depozito bedelinin tahsili için başlattığı İcra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.

Davalı, sözleşmenin 1 yıl süreli oluğunu, 9.madde gereğince kiracının 2 ay evvelden mecuru tahliye edeceğini bildirmesi gerekirken bildirimde bulunmadığını, bu sebeple depozitoyu bu 2 aylık kiraya mahsup ettiğini, dönem sonuna kadar işleyen kiralar yönünden haklarının saklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece taraflar arasında davacı kiracının mecura hiç taşınmadığının ihtilafsız olduğu, bu halde mecurda hor kullanma zararının mevcut olamayacağı, davacının ortak giderleri ödemediği yönünde bir savunmanın bulunmadığı, depozitonun kira parasına mahsup edilemeyeceği ve davalının alacaklı olduğunu ileri sürdüğü kira paralarının tahsilini her zaman isteyebileceği gerekçesiyle davalının bu hususta dava açmakta muhtariyetine ve davanın kabulü ile depozitonun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 1.11.2000 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile davacı kiracının aylık 750 dolar kira bedeli ile davalıya ait mecuru kiraladığı, sözleşme ile davalıya 1500 dolar depozito verdiği ihtilafsızdır. Davacı, kira sözleşmesi imzalanmasına ve anahtarı almasına rağmen mecura hiç taşınamadığını, davalı ile 4 aylık kira ve aidat bedelinin ödenmesi koşuluyla sözleşmenin feshi konusunda anlaştıklarını ileri sürmüş ise de davalı fesih konusunda bir anlaşma yapılmadığını, kendi haberi olmadan davacının mecuru tahliye ettiğini, sözleşmedeki ihtar şartına uyulmadığını savunmuştur.

Mahkemece davacının mecura hiç taşınmadığından ve teminatın kiraya sayılamayacağından bahisle depozitonun iadesine karar verilmiştir.

Kira sözleşmesinin hususi şartlar başlıklı kısmının9.maddesinde, kiracının daireyi tahliye edeceğini 2 ay evvelden mal sahibine yazı ile bildireceği ve dairenin emlak vergisi hariç tüm giderleri ödendikten ve bir hasara sebebiyet vermediği tespit edildikten sonra 1500 dolar depozit bedelinin iade edileceği kararlaştırılmıştır. Davacının mecura hiç taşınmadığı ve hor kullanma olmadığı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf yok ise de kiracı mecuru süre dolmadan tahliye etmiş ve tahliye etmeden 2 ay evvel davalıya yazılı olarak bildirimde bulunduğunu da iddia ve ispat etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 9.maddesi hükmü gereğince, davacının tahliyeden itibaren sorumlu olacağı sürenin 2 ay alarak belirlendiğinin kabulü gerekir.

Depozitonun tahliyeden sonra kira borçlarına mahsup edilemeyeceğine dair bir yasal düzenleme mevcut değildir. O halde Mahkemece, taşınmaza ait anahtarların davalıya teslim edildiği tarihin, (taraflardan sorularak, gerektiğinde bu konudaki yasal delillerin de toplanıp değerlendirilmek suretiyle) saptanarak davacının bu tarihten itibaren 2 ay süreyle kira ve aidat bedellerinden sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

saygılarımla..