|
Yerel Mahkeme aşağıdaki kararında 5 yıldızlı bir otelin her türlü önlemi alması gerektiğini gerekçe yapması ilginç geldiği için paylaşıyorum:
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/13244
Karar : 2004/3079
Tarih : 01.01.2004
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü.
Davacı, 1996 yılı Ocak ayı içerisinde iki yaşındaki oğlu Philipe ile birlikte Almanya'dan Türkiye'ye tatil yapmaya geldiğini, davalıya ait otele yerleştiğini, tatilinin ikinci gününde çocuğunun otelin ikinci katındaki korkuluğun arasından aşağı düştüğünü, kafa tramvası geçirip, sol kulak arkasındaki kemiğinin kırıldığını, işitme kaybına uğradığını, tatilini kesip ülkesine dönmek zorunda kaldığını ileri sürerek 1.351DM. maddi, 4000DM.de manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kusurun davacı annede olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
K A R A R
Mahkemece, alınan her iki kusur bilirkişi raporunda da belli oranda davacı anneye kusur izafe edilmiş ise de beş yıldızlı otel vasfında bulunan davalının müşterilerinin her türlü güvenlik önlemini almamak suretiyle tam kusurlu olduğu, o nedenle alınan raporlara itibar edilemeyeceği gerekçe gösterilmek ve hesap bilirkişisi raporu da esas alınmak suretiyle 758DM. maddi ve 1750DM. manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının çocuğu küçük Philip, olay tarihi itibariyle iki yaşında olup, bu yaştaki bir çocuğun anne ve babasının sürekli gözetim ve muhafazası altında bulundurulması zorunludur. Nitekim mahkemece, bu yönde iki kez rapor alınmış, 6.4.2000 tarihli ilk raporda küçükten sorumlu olan kişilerin olayda 2/8 oranında kusurlu bulunduğu kabul edilmiş; davacı tarafın itirazı üzerine alınan 13.11.2001 tarihli raporda da davacı annenin çocuk üzerinde mutad denetim ve gözetim görevini yerine getirmemesi nedeni ile %25 kusurlu bulunduğu vurgulanmıştır. Kusur oranı yönünden alınan her iki raporda birbiri ile uyum içinde olmasına rağmen mahkemenin dosya kapsamına ters düşen gerekçe ile davalıyı tam kusurlu kabul etmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 9.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak :Hokus Pokus
|