|
İlk önce şu ayrımı yapalım. Burada sorun şu: İcra takibine yetki yönünden itiraz edilmemişse de Mahkeme yetkisine itiraz edilebilir mi? Sayın Hades ve Sayın Duygu Işık'ın isabetle belirttiği gibi Yargıtay da "itiraz edilebilir" görüşündedir.
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
Esas: 2007/7669
Karar: 2008/3196
Tarih: 13.05.2008
KARAR METNİ:
Yukarıda gün ve numarası yazılı hükmün temyizen incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, icra takibine borçlu davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1069 takip s. dosyası kapsamından; takip alacaklısı davacının, adi takip yoluyla takip borçlusu davalı hakkında 2.138,00 YTL asıl alacak, 367,97 YTL işlemiş temerrüt faizinin tahsili istemiyle başlatmış olduğu icra takibine, davalının süresindeki itirazı sonucu takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptali davasının da kanuni süresi içerisinde açılmış olduğu saptanmış bulunmaktadır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve takip konusu 2.138,00 YTL asıl alacak üzerinden davalının itirazının iptaline, fazla talebin reddine ve 855,00 YTL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İcra takibine dayanak alınan 11.05.2005 günlü faturada, parke taşı ve bordür döşeme işi bedeli gösterildiği gibi, belirtilen bu işin yapımını yanlar arasında sözlü olarak yapılan sözleşme gereğince davacının yüklendiği çekişmesizdir. İş sahibi davalı, cevap süresi içinde yetki itirazında bulunmuş ve uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin Fethiye Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu bildirmiştir. HUMK.nun 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak, davalının kanuni yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Sözleşmelerden doğan davalar; ayrıca sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde de görülebilir (HUMK. madde 10). Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa, uyuşmazlığın çözümünde o yer mahkemesi de yetkilidir (HUMK. madde 22).
Alacak davaları, kamu düzeni ile ilgili olmadıkları için davacı tarafın, az yukarda açıklanan yetkili mahkemelerin birinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır. Somut olayda davacının ve davalının kanuni yerleşim yerleri Fethiye İlçesinin idari sınırları içerisinde olduğu ve sözleşme konusu işin de Fethiye'de yapıldığı sabit olduğu durumda davacı, davasını yetkisiz mahkeme olan Konya Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açmış olmakla; yetkili mahkemeyi seçme hakkı davalıya geçmiştir. Yanlar arasında yetki sözleşmesi yapılmadığı gibi, somut olayda Borçlar Kanunu'nun 73. maddesi hükmünün uygulanmasına da kanuni olanak bulunmamaktadır. Davalı da, kanuni süresi içerisinde ve doğru olarak yetki itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemeyi göstermiştir. O halde, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve uyuşmazlığın çözümünde Fethiye Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı biçimde itirazın iptal edilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istem halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 13.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Ancak Bir davada Yetkisizlik üzerine dosyanın gönderildiği mahkemenin verdiği kararı 13. Hukuk Dairesi yetkili icra dairesinden yapılan bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir.
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/17315
Karar : 2005/5625
Tarih : 01.01.2005
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalının kullandığı kredi kartı borcunu ödeyemediğini, girişilen icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak 1.714.551.970 TL asıl alacak ve 500.077.300 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyanın incelenmesinden davacının davalıya karşı Çanakkale İcra Dairesinde takip başlattığı, davalının borca itirazda bulunması sonucunda davacının Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, davalının mahkemenin yetkisine itirazda bulunduğu, mahkemece yetki itirazı kabul edilerek dava dosyasının Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve bu yer mahkemesince hükme bağlandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2001/19-167 esas, 311 karar ve keza 2002/13-241 esas, 208 karar sayılı ilamları ile de kabul edildiği gibi icra müdürlüklerine ve mahkemeye yapılan yetkiye yönelik itirazlardan, itirazın iptali davasını gören mahkemenin öncelikle icra dairenin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir. Davaya konu olayda davalı, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamış olup, böylece Çanakkale İcra Dairenin yetkisi kesinlik kazanmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yargı sınırları içerisinde başlatılmış bir icra takibinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla itirazın iptali davasına bakan mahkeme, icra takibinin başlatıldığı yer yargı sınırları içerisindeki mahkemedir.
Gelibolu İcra Müdürlüğünde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından Gelibolu Mahkemesinde açılmış itirazın iptali davasının esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, davacı tarafından davalıya karşı Gelibolu yargı çevresi içerisinde başlatılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 2. bentte belirtilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|