Değerli meslektaşlarım. Olayın özeti kısaca şudur:
1. Muris, 2009 Eylül ayında 92 yaşında ve kanser hastası iken resmi vasiyetname yapıyor. Buna göre iki dairesini hastalığında kendisine ve eşine bakan iki yeğenine; bir diğer dairedeki kendisine ait olan 1/2 hissesini ise üvey oğluna (eşinin diğer kocadan olma oğluna) vasiyet ediyor. Muayyen mal vasiyeti. Vasiyetnamede ilişik aynı günlü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden alınma (Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı ve Adli Tıp Bilim Dalı Başkanı olmak üzere iki profesör imzalı) ve o gün itibariyle fiil ehliyeti bulunduğuna dair rapor var. Diğer şekil şartlarına da uyulmuş. (İki tanık var. Vasiyet hem murise hem de tanıklara ayrı ayrı okunmuş)
2- Muris öldüğünde eşi ve 9 adet yeğeni sağ olarak mirasçı. Yeğenlerden biri, lehine mal vasiyet edilenlere "vasiyetnamenin iptali" davası açtı.
3- Murisin eşi de 86 yaşında ve alzheimer. Eşin (lehine mal vasiyet edilen oğlu), annesinin vasiliğini almak üzere. Bu kişi (oğlu) vasiyetnameye bir şey demiyor. Zira annesinin saklı payına tecavüz var. Bu oğul, murisin eşinin tek çocuğu; dolayısıyla yek mirasçısı.
SORULAR :
1- Yeğen, bu vasiyetnamenin iptalini (kandırma, hastalık, yaşlılık, vs.. sebeplerden) sağlayabilir mi?
2- Hukuki yararı olmasa bile yeğen, murisin eşinin (yani yengesinin) saklı payına tecavüz edildiğini ileri sürebilirler mi? Sürerse mahkemece dinlenir mi?
Zira yeğen, doğal olarak murisin eşinin oğluna da dava açıyor. Çünkü bir dairenin yarı hissesini de ona bırakıyor. Bu kişi, vasiyetnameyi bu haliyle kabul ediyor; zira muris, vasiyetnameyi düzenlemeden onu arıyor ve "annenin payını istemeyeceksin; hem bana hem de annene bu ikisi bakıyor.." diyor.

Şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.