Mesajı Okuyun
Old 20-07-2010, 09:44   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/10-753
K. 2007/730
T. 17.10.2007
DAVA : Taraflar arasındaki "hizmet tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 14.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 gün ve 2003/205 E. 2005/1121 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 20.6.2006 gün ve 2006/1325 E. 9543 K. sayılı ilamı ile;

( ... 10 daire ve 2 dükkandan oluşup, merkezi doğalgaz kalorifer sistemi ile ısıtıldığı anlaşılan davalı apartman yönetimince tutulan 19.06.1994 tarihli tutanakta; zamanı uygun bulunduğundan apartmana yakın olarak başka bir işyerinde çalışan davacının eşi İhsan Dalkıran'ın apartmanda görevlendirildiğinin belirtildiği; davacının eşi tarafından aynı tarihte düzenlenen taahhütname ile apartmanın bodrum katında oturma karşılığı kapıcılık hizmetlerinin yapılacağının belirtildiği görülmüştür.

Borçlar Kanununun 320. maddesine göre sözleşmeden veya halin icabından aksi anlaşılmadıkça işçinin taahhüt ettiği iş görme borcunu bizzat kendisi itaya mecbur olup başkasına devredemez. Ne var ki, yasanın sözü edilen maddesinde öngörülmüş olan işçinin işi bizzat yapmasına ilişkin kural emredici olmayıp tamamlayıcı nitelikte olduğundan aksi kararlaştırılacağı gibi halin icabından da iş görme borcunun başkasına yaptırılmasının mümkün olabileceği sonucuna varılabilir. Kapıcılık sözleşmesinde kapıcının iş görme borcunu bizzat ifa edeceği gibi sürekli olmamak koşulu ile başkası tarafından da ifa edilmesi mümkündür. Kaldı ki apartmanın kapasitesi ve günlük kapıcılık hizmetlerinin alacağı zaman nazara alındığında, İhsan Dalkıran'ın başka işlerde çalışmasının kapıcılık hizmetlerine engel teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır. Öte yandan konutların kapıcılık hizmetleri genelde kapıcının tüm aile fertlerinin ( karı veya koca ve çocukların ) katkıları ile yürütülmekte olduğu da bir gerçek olup, davacının yaptığı hizmetlerin eşine yardım niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla davacı ile davalı apartman yönetimi arasında kaloriferci-kapıcı ilişkisi gerçekleşmemiş olduğundan, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı