18-07-2010, 00:28
|
#21
|
|
Ya müvekkilleri
Stajımı yapıp askerden döndüğümde iş arıyordum. Zira ekonomik olarak büro açacak durumum yoktu. Sirkeci'de bir hanın girişinde bir ofise girdim. Adam, bana açık açık durumu anlattı. Mahkeme kaleminden emekli olduğunu söyleyerek şöyle devam etmişti: "İş var, hem de çok iş var.. Bak ne diyeceğim: Bu işte hiç acımayacaksın! Borçluyu bulduğun anda yakasına yapışacaksın. Ama bak mesela bir avukat vardı, bir türlü tahsilat yapamıyordu. Ondan sonra bir tanesi geldi o iyiydi ama benim sekreteri ayarttı adam" Bu son sözü gülerek söylemişti. Biz konuşurken bir başka genç avukat arkadaş kapıdan girip:" Pardon genç dinamik avukat aranıyormuş, doğru mu geldim acaba?" diye soruyordu. ve adam, randevu vermişti. Bir günde 20-25 avukat geldiğini söyleyerek : "yahu yazık acıyorum. O kadar emek verip okul oku..." gibi cümleler sarf etmişti. O an hiç anlam verememiştim. kendi kendime : "Allah Allah.. Zabıt katibi??.. Emekli??...Avukat çalıştırıyor??... vs.. düşünceler kafamdan geçmişti. Ama şimdiki aklım olsa bir saniye durmaz baroya şikayet ederdim! VE BEN DE ONA ACIMAZDIM!
Ama o soru şu an halen aklımda : "Bu adamlar bu kadar müvekkili nereden buluyor? Ve müvekkiller bu adamın avukat olmadığını biliyor mu?"
Bence biliyorlar. Neden mi? Adliyelerin önünde fütursuzca "dilekçeee, dilekçe yazılıırr" diye bağıranların dükkanlarının dop dolu olduğunu gördüğümden dolayı. Avukat reklam veremez. Ama bunlar bağıra çağıra reklam verir!!!
Bir adliyede iki vatandaştan biri diğerine soruyordu:" Pardon, dilekçe nerede yazılıyor acaba?" "Hemen karşıda hanfendi.." "Ne kadara yazdırdınız?" "100 TL. ama benimki veraset ilamı için. Sizinki boşanma ise daha yüksek benim bildiğim..."
ADLİYENİN KARŞISINDA DİLEKÇECİLER!!! YUHLAR VE YAZIKLAR OLSUN O DİLEKÇECİLERİN KARŞISINDA DURAN O ADLİYE İÇİNDEKİ SAVCILARA, YARGIÇLARA, BARO TEMSİLCİLİKLERİNE...AMA HEPSİNDEN ÖNCE DE BİZZAT BİZE, KENDİMİZE!
|