12-07-2010, 15:45
|
#13
|
|
Sayın Demirtaş, sorunuzu şöyle yanıtlayabilirim. Borçlu ile küçük bir tartışma yaşanıyor ve borçlu x tarihinde gidip bir şikayet dilekçesi sunuyor. Beni tehdit etti, bana hakaret etti diye... Aslında devamlı surette süregelen bir tehdit yok. Ama dilekçede yazıldığı için doğaldır ki, izin prosedürü... Ve izin geliyor. Bu arada adamın ifadesi alınıyor ama ifadesinde "tarihini hatırlamamakla birlikte ben de para ödemiştim onu da inkar ediyor" diyor. (Bunu ilk kez ifadesinde kullanıyor, dilekçede yer almıyor. Çünki böyle bir şey yok) Bu hatırlanmayan tarih de olay gününden yaklaşık 2-3 ay önce... (kendi iddiası) (bu hususta tanık yok, ödeme yaptığına ilişkin, sadece beyanı var) (diğer yapılan ödemeler karşılığı belge verildi. Bu da inkar edilmedi belge verilen kimselerce) Dosyada hiçbir şekilde şikayetten sonra bir işlem dahi yapılmadı. Haciz yok. Mükerrer tahsilat yok. Borçlu zarara uğratılmadı. Sadece hakaret ve tehdit etti diyen bir tanık var. Ama taraflar arasında tartışmanın yaşandığı sabit. Yani tasarlanmış bir tehdit yok. Taammüt unsuru eksik. Ama taammüt unsur değildir şeklinde yargıtay kararları mevcut. Sonuç itibariyle asılsız iddiayla şikayet eden borçlu savcılık ifadesine çağrılınca hakaret ve tehdite parayı inkar etme olgusunu da ekliyor.
Olay bundan ibaret...
|