 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Cengiz Aladağ |
 |
|
|
|
|
|
|
Sayın Hades,
Eklediğiniz içtihat Medeni Kanun değişmeden önceki döneme aittir ve geçerliliğini yitirmiştir. Artık kanun tarafından düzenlenen önalım bedelinden farklı bir bedelin keşifle belirlenmesi olanağı yoktur. Bu ancak davacının muvazaa iddiasında bulunması halinde olasıdır.
Benzer bir açıklamayı şurada da yapmıştım: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...57&postcount=4
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Aladağ,
Mesajınızı okuduğumda zaten kanunla değil yargıtay kararları ile şekillenmiş bir uygulama neden ortadan kalkmış ki (diye düşündüm

).
Bunu buldum:
YHGK, 11.02.2009 T., Esas: 2009/6-31, Karar: 2009/68: " Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre ve özellikle 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nde önalım hakkını kullanan kişi satışı öğrendiği günden itibaren bir ay, herhalde sicile şerh verildiği tarihten itibaren 10 sene içinde bu hakkını kullanabilmekte, yani satış tarihi ile dava tarihi arasıda çok uzun bir süre geçebilmekteydi. Bu nedenle gerek 6.Hukuk Dairesi ve gerekse Hukuk Genel Kurulu kararlarında, dava konusu taşınmazın değerinin objektif esasa göre keşfen tespit edilebileceği esası getirilmişti. Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girdikten sonra; TMK.m.733’de diğer paydaşlara noter bildirim yükümlülüğü getirilmiş ve satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle önalım hakkının düşeceği esası getirilmiştir. TMK.734.maddesi uyarınca da dava değerinin tapuda gösterilen satış bedeli ile alıcıya düşen tapu giderleri olduğu kabul edilmiştir. Böylece davaların kısa sürede açılıp, sonuçlandırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle de tapuda gösterilen satış bedelinin esas alınması gerekmektedir.
Ayrıca tapuda işlem yapan davalının kendi eyleminin geçersiz olduğuna dayanması mümkün değildir."
Lakin 5 no lu mesajımda eklediğim kararda da 2 yılı sadece 1 ay 11 gün aşan bir sürede anıldığı şekilde karar verilmiş olması karşısında yeni kanuna binaen (şartları gerçekleştiğinde) 2 yılın sonuncu günü açılan bir dava arasında hakkaniyet açısından nasıl bir fark var anlamadım

Fakat diğer yandan kanunda açıkça dğerin ne olması gerektiğine dair cümleden maada her halükarda (eski dönemde de

) uygulanması gereken son cümle yeterince etkili oldu
Yanlışımı düzelttiğiniz için teşekkürler
Saygılarımla...