|
Sayın Atalay,
Neye dayalı katkı payı alacak davası açtığınızı belirtmediğiniz için bu kararı ekliyorum konuyu detaylı sorarsanız daha fazla katkıda bulunmak mümkün olacaktır.
iyi çalışmalar
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1438
K. 2003/5852
T. 12.5.2003
• ALACAK DAVASI ( Davacının Davalıyla Ortak Olarak İş Yapmaya Başlamasına Rağmen Davalının İşi Başkasına Devrettiği İddiası )
• ADİ ORTAKLIK ( Ortakların Her Türlü Nakit Alacak Veya Haklarını Sermaye Payı Olarak Koyabilmelerinin Mümkün Olması )
• SERMAYE PAYI ( Adi Ortaklıkta Ortakların Her Türlü Nakit Alacak Veya Haklarını Sermaye Payı Olarak Koyabilmelerinin Mümkün Olması )
• TAAHHÜT EDİLEN SERMAYE PAYINI KOYMAYAN ORTAK ( Bu Ortağa Karşı Fesih Davası Açılabilmesi )
818/m.521,535,538
ÖZET : Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Taraflardan birinin sermaye payını koymaması adi ortaklığın kurulmadığı anlamına gelmez. Taahhüt ettiği sermaye payını koymayan ortağa karşı Borçlar Kanununun 535/7 maddesi gereğince fesih davası açılabilir. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir. Davalının protokol gereği idareci ortak olduğu anlaşıldığına göre, yılda en az bir kere hesap verme yükümlülüğü de gözetilerek, şirketin defter ve hesapları istenmeli, verilen hesapta tarafların anlaşılıp anlaşamadığı yönler üzerinde durulmalı, anlaşamadıkları hallerde ise BK. 538 ve devamındaki maddeleri gözetilerek mahkemece bizzat tasfiyesi yoluna gidilip, hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile 116 nolu parselde yapılacak inşaatta ortak müteahhit olarak iş yapmak üzere 24.4.1997 tarihinde sözleşme yaptıklarını, inşaat maliyetinin1/2'ni üstlendiğini ve bu amaçla 2.090.000.000TL. ödeme yaptığını ancak davalının inşaatı durdurduğunu ve 3. şahıslara satış yapmaya başladığını bildirerek ödediği katkı payı 2.090.000.000TL.nin ve işleyen reeskont faizi tutarı 2.565.000.000TL. ile sözleşmenin 912 maddesine göre 13.000.000.000TL. cezai şartın faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin 9. maddesi gereğince koşulların oluşmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Taraflardan birinin sermaye payını koymaması adi ortaklığın kurulmadığı anlamına gelmez. Taahhüt ettiği sermaye payını koymayan ortağa karşı Borçlar Kanununun 535/7 maddesi gereğince fesih davası açılabilir. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir. Davalının protokol gereği idareci ortak olduğu anlaşıldığına göre, yılda en az bir kere hesap verme yükümlülüğü de gözetilerek, şirketin defter ve hesapları istenmeli, verilen hesapta tarafların anlaşılıp anlaşamadığı yönler üzerinde durulmalı, anlaşamadıkları hallerde ise BK. 538 ve devamındaki maddeleri gözetilerek mahkemece bizzat tasfiyesi yoluna gidilip, hasıl olacak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Kazancı
|