Mesajı Okuyun
Old 18-06-2010, 19:35   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mail Rüstem
Değerli Meslektaşlarım, ilk derece mahkemesinde müvekkil kurum ve bir diğer Şirket hakkında açılan davada mahkeme müvekkil kurum bakımından husumet itirazımızı kabul etti ve lehte vekalet ücreti takdir etti. Aynı dosyanın temyizinde Yargıtay husumet yönünden susarak kararı bu bakımdan onamış oldu. Ayrıca Yargıtay da müvekkil lehine duruşma vekalet ücreti takdir etti. Buraya kadar herşey normal.

Tuhaflık temyiz sonrası yeni esasla açılan dosyada ilk derece mahkemesince müvekkil kurumun tekrar hasım gösterilmesi ile başlıyor. Bu ikinci yargılamada müvekkil lehine tekrar husumetten red kararı veriliyor ve vekalet ücreti takdir ediliyor; Yargıtay safhasında yine duruşma vekalet ücreti takdir ediliyor. Daha da tuhafı üçüncü kez yapılan yargılamada müvekkil yine hasım olarak tensip ediliyor, ilamda davalılar arasında iki numara ile yer alıyor, ama hüküm fıkrasında müvekkilden hiç bahsedilmiyor, ancak Yargıtay'da duruşmaya katıldığımızdan duruşma vekalet ücreti takdir ediliyor. Velhasıl üç kez yapılan yargılamada her seferinde müvekkilin hasım olmadığı yargı kararı ile tescillenirken lehte -toplam beş kez- vekalet ücretine hükmediliyor. Biz de devam eden bir süreç olduğundan ve maktu vekalet ücreti söz konusu olduğundan bugüne kadar bir girişimde bulunmadık. Lakin bugün hepsini tahsil için nezaketen meslektaşımızı aradığımızda kendisi ilk verilen mahkeme ve Yargıtay kararındaki ücretleri ödeyebileceklerini akabinde sehven hükme dahil edilmiş olmamız nedeniyle ücret takdir edildiğini bu ücretleri ödemelerinin adil olmadığını, bunları ödemeyeceklerini söylüyor. İlamları icraya koymayı düşünüyorum. Ancak tedbire riayeten içtihat aradım, ama bulamadım. Başından benzer bir durum geçmiş bir meslektaşım var mıdır acaba?

Önce anladığımı yazayım. İlk davada dava dilekçesinde kurumunuz davalı olarak gösterilmiş ve dava husumetten red edilmiştir. Duruşmalı temyiz incelemesinden sonra bu hususa ilişkin karar kesinleşmiştir. Buradaki 2 adet vekalet ücretini tartışmasız hak etmişsiniz.

Daha sonraki davalarda ise, dava dilekçesinde hasım olarak gösterilmemenize rağmen, tensip zaptında (her nasılsa) taraf olarak yer almışsınız. Siz yine husumet itirazında bulunduğunuzda, karşı taraf nasıl beyanda bulundu? Davacının olası "biz zaten dava dilekçesinde hasım olarak göstermedik" şeklindeki beyanına rağmen , yargılamada nasıl yer aldınız. Yoksa bu hususta hiç beyanda bulunmadı mı?

Üstelik kararlardan birinde hiç yer almadığınız halde, Yargıtaydaki duruşmada nasıl yer aldınız? Temyiz dilekçesini hangi sıfatla yazdınız ve havale aldınız? Yargıtay da dosyayı incelememiş ki, hem mürafaaya kabul etmiş, hem de vekalet ücretine hükmetmiş.

Tabaktaki pirincin taşını ayıklamak kolay da, çuvaldaki pirincin taşını nasıl ayıklayacağız?

Bence tamamen vicdanınıza kalmış bir şey. Elinizde mahkeme kararları var. Bu kararlarda lehinize hükmedilmiş vekalet ücretleri var. Dilerseniz, tahsil edebilirsiniz. Ama ben etik olduğunu sanmıyorum. Araştırmadım ama benzer konuda Yargıtay kararı olacağını sanmıyorum.