Mesajı Okuyun
Old 17-06-2010, 09:57   #6
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın avmurat;

Kanunda "gerçek ve somut vakıalara dayanmaktan" bahsedilmektedir. Elbette ki avukatın, dilekçede böylesine ciddi isnatlarda bulunmadan önce müvekkilinin vermiş olduğu bilgilerle yetinmemesi ve isnatların doğruluğu konusunda emin olması gerekir. Doğal olarak müvekkilin her iddiasının doğru olduğu varsayımından hareket edemeyiz.

Şahsen, müvekkilimin karşı tarafta varolduğunu iddia ettiği yahut karşı tarafın yaptığını söylediği ve dilekçede yer almasını istediği menfi isnatları, doğruluk ihtimali yok ise kesinlikle dilekçeye aktarmıyorum ve olması gereken yaklaşım tarzının da bu olduğunu düşünüyorum.

Aksi halde mesleki açıdan görevimizin gereğini yerine getirmeye çabaladığımız noktada "müfteri" durumuna düşebiliriz ve dilekçenin içeriğinde mevcut isnatları savunma dokunulmazlığıyla da izah edemeyebiliriz. Kaldı ki siz de, iddiaların doğruluğuna ilişkin yazılı bir talimat almamış olması halinde avukat açısından sıkıntı doğabileceğini belirtmişsiniz. Saygılarımla..