Mesajı Okuyun
Old 13-06-2010, 17:14   #10
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ALAMUT
Haczedilen
mallarla alakalı olarak 3 uncu kisi istihkak iddiasında bulundu. Alacaklı vekili icra h mahkemesinden DOSYA UZERİNDEN takibin devamı kararı verdi ve KESİN olarak karar verilmiştir ibaresi var.
Şimdi genel mahkemede istihkak davasımi acacaz icra h mahkemesinde başka bur davamı?

Burada dosya üzerinden kesin olarak verilen "takibin devamı" kararıdır ve doğrudur. Mahcuz mal üzerinde 3. kişi istihkak iddiasında bulunursa alacaklı ve borçluya bu iddia tebliğ edilip itirazlarının olup-olmadığı istenir. Eğer itiraz ederlerse, kanun diyor ki;

Alıntı:
Meseİstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.

MeseDeğişik fıkra: 02/03/2005-5311 S.K./9.mad) Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir.

Buradaki devam kararı davayı esastan çözen bir karar değildir. O nedenle bir sıkıntı yoktur. Daha istihkak iddiası halledilmemiştir. Genel mahkemede dava açmayacaksınız. İcra mahkemesi genel hükümleri uygulayarak istihkak iddiasını çzöümleyecektir ve vereceği karar maddi anlamda kesin hükümdür.


Yetki hususunda ise bir Yargıtay kararı sunuyorum.


T.C.
YARGITAY
21. Hukuk Dairesi

E:2006/14809
K:2007/8376
T:21.05.2007

İstihkak Davası
Yetki

Özet
3. kişi veya alacaklı yanca icra takibinin yapıldığı yerde istihkak davası açılabileceği gibi, hacizli malın bulunduğu yerde de dava açılabilir.

2004 s. Yasa m. 50,79/2,96,97
1086 s. Yasa m. 9,512/1

Mahalli mahkemece verilen karar ın temyizen tetkiki davacılar (3. kişiler) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde yetkisizliğine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı üçüncü kişi, borçlu hakkında takibin yapıldığı Beyoğlu İcra Müdürlüğü'nün talimatı üzerine Çatalca İcra Müdürlüğü'nce haczedilen taşınır malın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu öne sürerek istihkak davası açmıştır.
Davalı alacaklı yanca süresinde ileri sürülen yetkisizlik itirazı üzerine mahkemece, davanın takibinin yapıldığı Beyoğlu İcra Mahkemesi'nde açılması gerektiği nedeniyle yetkisizlik karan verilmiştir.
Uyuşmazlık, hacizli malın bulunduğu yerde istihkak davası açılıp açılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Olayda uygulanması gereken HUMK'nm 512/1. maddesi hükmüne göre, istihkak davası "eşyanın bulunduğu veyahut haczin vazolunduğu" yerde açılabilir.
Bu özel yetki kuralları HUMK'nm 9. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturur. İİK'nın 50. maddesi hükmü gereği HUMK'nın yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulanır.
Bu ilkelerden hareketle, hacizden kaynaklanan taşınır mallara ilişkin istihkak davaları (İİK'nın 97-99) aşağıda gösterilen yerlerde açılabilir.
Haciz, icra takibinin yap ıldığı yerde konulmuş ise, üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası icra takibinin yapıldığı yerde açılabilir (HUMK m. 512/1).
Haciz, takip icra dairesinin talimatı üzerine (istinabe yolu ile) başka bir icra dairesince konulmuş ise (İİK m. 79/2) üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası hacizli malın bulunduğu yerde açılabilir (HUMK m. 512/1).
Bu durumda üçüncü kişi veya alacaklı istihkak davasını, icra takibinin yapıldığı yerde de açabilir. Her ne kadar HUMK'nın 512/1. maddesinde, yanlış çeviri sonucu "haczin vazolunduğu" deyimi kullanılmış ise , bunu kaynak öşatel Usul Kanunu'nun 463. maddesinde olduğu gibi "icra takibinin yapıldığı (for delà poursuite)" şeklinde anlamak gerektiği uygulama ve öğretide kabul edilmiştir (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, cilt 1, sh. 535-536).
Yukarıda belirtilen özel yetki kurallan, HUMK'nın 9. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralını kaldırmamıştır. Bu nedenle, üçüncü kişi veya alacaklı yanca istihkak davası, yasada ayrıca öngörülmüş olmadıkça, davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Bu genel kuralın ayrıcalıkları arasında taşınmazlara ilişkin istihkak davası (HUMK m. 13) ile iflastaki istihkak davası (İİK m. 228) gösterilebilir.
Bazen haczi uygulayan talimat (istinabe olunan) icra dairesinin bulundu ğu yer ile hacizli malın bulunduğu yer, hatta takip yeri ayrı ayrı olabilir. Bu durumda yalnız üçüncü kişi tarafından istihkak davası hacizli malın bulunduğu yerde açılabilir.
Gerçekten hacizli malın bulunduğu yerde kanıtların bulunduğu düşünülürse, bunların gerek icra mahkemesi önüne götürülmesinde kolaylık, gerek hacizli mal üzerinde kesit yapılmak, hakimin eşyayı bizzat görüp buna ilişkin bilgisini pekiştirmek, maddi olguya nüfuz etmek gibi uyuşmazlığı çabuklukla çözümleyecek olanakları elde etmesi yönünden davanın bu yerde açılmasının yararlı olduğu gibi dava ekonomisine ve takip hukukunun amacına uygun düşeceği ortadadır. Uygulama ve öğretinin görüşü de bu yoldadır (Y. 15.Hukuk Dairesi 27.03.1989 g ün 244-1477) (Talih Uyar# İstihkak Davaları, 1994, sh. 319-320).
İstihkak davası, bu yetkili icra mahkemelerinden birisinde açılırsa mahkemece yetkisizlik kararı verilemez. Bu nedenle yetkisizlik itirazının reddedilerek talimat icra dairesince haczedilen malın bulunduğu yerdeki yetkili Çatalca İcra Mahkemesi'nde açıları davanın esasının incelenmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
temyiz harcının istek halinde davacılar (3. kişiler)'a iadesine, 21.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.