13-06-2010, 10:26
|
#3
|
|
Muhterem üstadlarım;
Sizin Sulh Hukuk Mahkemesi'nde yaptırdığınız tespitler teknik anlamda, başlığı açan üstdımın sorduğu suale cevap değildir.
Evet sulh hukuk mahkemesinin bu kabil bir tespit yapması mümkündür. Ama bu Türk Ticaret Kanunu'ndaki teknik tespit anlamına gelmeyip, sulh hukuk mahkemsinin her şeyi tespit etme selahiyeti olmasından, yani genel yetkili mahkeme olmasından ileri gelmektedir. Tıpkı kaza yapan bir aracın zararını tespit, bir müteaahhidin yaptiği inşaatın geldiği seviyeyi tespit v.s. olduğu gibi...
Sel üzerine sulh hukuk mahkemesinin yaptığı bu tespit, vergi dairesi nezdinde ispat mahiyetinde olsa da "ticarî defterlerin ispatı" bakımından bir işe yaramaz.
Zira "ticarî defterlerin zayii" müessesei Türk Ticaret Kanunu'nun 68. maddesinde ayrıca düzenlenmiştir.
Buna göre ticarî defterler 10 yıl saklanmalıdır. Bu on yıl içinde sel, yangın gibi afetler ile zayii olursa, zayiin öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içinde Ticaret Mahkemesi'nden zayi belgesi alınmalıdır. Ticaret mahkemesinden zayi belgesi alınmaz ise, bu on yıllık saklama süresinde açılan bir ticarî davada ticari defterler mahkemeye ibraz edilemez, bu da ticari defterlerin ibrazından kaçınmak olur ki neticeleri ağırdır.
Ticari defterlerini selde kaybolması sebebiyle mahkemeye ibraz edemeyen tacir, Ticaret Mahkemesi'nden alınmış bir zayi belgesi de ibraz edemez ise, sulh hukuk mahkemesinden alınan tespit bu mahkemede bir işe yaramaz; defterlerin ibazından kaçınmış sayılır.
Defterlerini ibrazdan kaçınan bu taraf, mahkemenin karşı tarafa resen tevcih edeceği yemin ile davasını kazanır. Böylece zamanında 15 gün içinde Ticaret mahkemesinden zayi belgesi almamış olan müvekkiliniz mağdur olmuş olur.
|