4.HD. 20.12.1993 T.ve 1993/3625 E., 14984 K. : “ …davacıların manevi tazminat davalarını geç, ancak zamanaşımı süresi içinde açmaları her zaman mümkündür.  Hiçbir şeye sonsuza kadar süremeyeceğine göre evlat ve kardeş acısının dahi zamanla azalması, küllenmesi olasıdır. Özellikle bu konuda duyulan keder ve acının gelecekteki yoğunluğu değil olay tarihindeki yoğunluğunun aranması gerekeceği söz götürmez. Hiç şüphesiz manevi tazminata ilişkin davaların geç açılmasından dolayı yargıçta keder ve acının derinliği yoğunluğu konusunda kuşku uyanmış ise manevi tazminatın az belirlenmesine engel yoktur.”
Yukarıda ki metin kitaptan alıntı. Aşağıda  da ilgili karar ama bu alıntı ile ilgisini anlayamadım. Yargıtay kararları ile bağlı kalmamak lazım. Metin deki koyulaştırılmış kısım gayet mantıklı bir gerekçeye dayanıyor.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 1993/3625
T.C.
 YARGITAY
 4. HUKUK DAİRESİ
 E. 1993/3625
 K. 1993/14984
 T. 20.12.1993
 • MANEVİ TAZMİNAT ( Malvarlığında Zarar Meydana Gelmesinden Dolayı  Hükmedilemeyeceği )
 • MALVARLIĞINDA ZARAR MEYDANA GELMESİ ( Manevi Tazminata Hükmedilmesi İçin  Yeterli Olmaması )
 • TAZMİNAT ( Malvarlığında Meydana Gelen Zarardan Dolayı Manevi Tazminata  Hükmedilememesi )
 818/m.49
 743/m.24
 ÖZET : Borçlar Yasasının 49. maddesi gereğince, kişisel çıkarları  halele uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye, bir miktar  para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacını güder. Yasanın 49.  maddesi gereğince manevi tazminata hükmedilebilmesi için, kişisel yararların  haleldar olması ön şart olarak aranmakta, fakat bu hüküm malvarlığına ilişkin  zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi, malvarlığına yönelen bir eylem az veya çok,  kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü Borçlar Yasasının  49 ve Medeni Yasanın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan  bir eylem niteliğinde değildir.  
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama  sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 37.500.000 lira maddi ve manevi  tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak  davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından  temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan  sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
 
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya  uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir  isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki  temyiz itirazlarının reddi gerekir.
 2- Davacı, müteahhit olan davalı ile Mersin Serbest Bölgesi'nde yaptığı  inşaat için gereken malzemeyi ve makinaları taşımak için anlaştıklarını, anlaşma  gereğince traktörle taşımanın davalının belirlediği yere kadar yapıldığını,  ancak davalının bölgeye girişi yapılacak malzeme ve makinaların izne tabi  olduğunu bildiği halde izinsiz ve kendisinden habersiz olarak Bölge'ye  geçirdiğini ve kaçakçılık iddiası ile traktörüne el konulup uzun süre  nakliyecilik yaparak geçimini temin ettiği traktörünün muhafaza altına  alındığını, bu nedenle iki yılı aşkın süre işsiz kalıp ailesinin geçimini  sağlıyamadığını, maddi ve manevi sıkıntıya düştüğünü iddia ederek maddi ve  manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
 Mahkemece yapılan yargılama sonunda maddi tazminat ile birlikte 5.000.000.TL.  manevi tazminata da hükmedilmiştir.
 Borçlar Yasasının 49. maddesi gereğince kişisel çıkarları halele uğrayan  kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi  ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacını güder. Yasanın 49. maddesi  hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişisel yararların haleldar  olması ön şart olarak aranmakta ve fakat bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar  halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok,  kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü, Borçlar  Yasasının 49 ve Medeni Yasanın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların  ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. O halde, davacının manevi  tazminat isteğinin reddine karar verilmek gerekirken aksine düşüncelerle kabul  edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
 
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) sayılı bentte gösterilen  nedenlerle ( BOZULMASINA ), öteki temyiz itirazlarının ise ilk bentteki  nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine,  20.12.
1993 gününde  oybirliğiyle karar verildi.