20-05-2010, 22:37
|
#27
|
|
Kentin dar ve karanlık sokaklarında rastgele konmuş sandıklar. İçlerinde ne olduğu belli değil. Açmak için uzunca süre o sokaklarda kalmayı, gölgelerin ve seslerin ürkünçlüğüne dayanmayı göze almak gerekiyor. Sandıkların bir kısmının boş ya da işe yaramaz şeylerle dolu olduğu, açanlara bir getiri sağlamadığı, bazılarındansa tehlikeli varlıklar çıktığı anlatılıyor; sandığı açanı da sandığa çeken canavarlar, insanı buharlaştıran iksirler, dokunanı yakan ya da taşa dönüştüren mücevherlerle ilgili efsaneler yayılıyor. Bu yüzden kimi hiç girmiyor o sokaklara, merak bile etmiyor sandıklarda ne olduğunu, etse de bilmemenin huzuru ağır basıyor; kimi de hızlı adımlarla yanından geçip gidiyor sandıkların, merakını bastırıyor, geniş ve ışıklı caddeden yola devam ediyor. Bazılarınınsa elinde değil, merakını yenemiyor, bilme isteğinin önüne geçemiyor korku, ürkü ve söylentilerden saçılan huzursuzluk duygusu; deniyor açmayı.
Sonuç?
Çoğu kez yalnız olduklarından gerçekte ne olduğunu kimse bilmiyor.
Sandıklar duruyor orada, dar ve karanlık sokaklarda...
(19.05.2010)
|