Sayın ATARAS,
2 no'lu mesajımda da belirttiğim üzere;
|
|
|
|
(bu sürenin durması ve kesilmesine dair kanun maddeleri açık olmakla ve belirtilen husus süreyi durduran ve/veya kesen bir sebep olmamakla birlikte)
|
|
 |
|
 |
|
Olayınızın ayrıntılarını muhakkak ki bilmemekle birlikte; bu hususla ilgili yazdıklarım hakkaniyete daha uygun olabileceğini düşündüğüm "sizin de belirttiğiniz gibi" sadece bir görüştür
Olayınızdan bağımsız düşünelim; A şahsı hakkında vasi tayini için dava ikame edilmiştir. Dava sonucunda A ya vasi tayin edilmiştir. Bu demektir ki A, kendisine vasi tayini gereken bir kişi olmakla dava süresince bu hakkını ileri süremeyecek bir kişidir ve vasi de (dava sonucuna kadar) vesayet altındaki kişi adına hakkı ileri süremeyecek durumdadır. Yargılama aşamasının -muhtelif sebeplerle- "maalesef" ağır işlediği ülkemizde bu arada vesayet altına alınan kişi hakkında süreyi işletmek hakkaniyete uygun olmaz (diye düşündüm

). Tabii ki -eklemek isterim ki- her olay kendi şartlarıyla değerlendirilir
Saygılarımla...
P.S: Affınıza sığınarak belirtmek isterim ki mesajımdaki dipnotum davacıya ilişkindi

. Hocalarımız soru akabinde -alakalı alakasız- aklına gelen her şeyi soru cevabı olarak yazan öğrencilerin cevap kağıtlarını okumaktan bıktığı için

verilebilecek cevap için sadece 2-3 satırlık yer bırakırdı. Davacı da aklına gelen her şeyi ileri sürmüş gibi geldi de bana
