Mesajı Okuyun
Old 11-05-2010, 15:42   #2
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaş;

Bu sorunun çözümüne iki farklı noktadan yaklaşmak gerekir.İlk olarak borçlu şirket dava arkadaşlığı bulunduğu gerekçesiyle yapmış olduğu itiraz;takip konusu olan borca ve feriilerine yönelik bir itiraz olmadığından dolayı yasal süre geçtikten sonra takibin lehinize kesinleşmesi gerekir.Ancak her icra dairesinin olaya yaklaşımı aynı olmadığı ve sorumluluk almak korkusuyla talebinizin reddedilmesi durumunda İİK 16 gereği şikayet yoluna başvurmanız gerekmektedir.Çünkü Medeni Usul Kanununda zorunlu dava arkadaşlığı diye bir müessese sözkonusu olmayıp doktrin ve yargıtay içtihatlarıyla yerleşmiş bir uygulamadır.İhtiyari dava arkadaşılığı ise;

İKİNCİ KISIM :TARAFLARIN TAADDÜDÜ, DAVANIN TEFRİK VE TEVHİDİ
Madde 43 - Birden ziyade kimseler aşağıdaki hallerde birlikte dava ikame edebilecekleri gibi birlikte aleyhlerine de dava ikame olunabilir:
1 - Müddeiler veya müddeaaleyhler arasında müddeabih olan hak veya borcun iştirak halinde bulunması veyahut müşterek bir muamele ile hepsinin lehine bir hak taahhüt edilmiş olması veya kendilerinin bu suretle taahhüt altına girmeleri,
2 - Davanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi.

düzenlendiği üzere tarafların iradeleri ile ilgili olup;isterse birlikte isterse ayrı ayrı takip yapabilirler.Bu sebepledir ki;HUMK 43/2 somut olayda kanımca uygulanması gerekeceğinden dolayı borçlu şirketin itiraz niteliğinde olmayan (bu itirazı) yargılamayı gerektiren bir husustur.Bu nedenle icra müdürünün vereceği karara göre hareket etmek gerektiğini düşünüyorum.SAYGILARIMLA.Umarım yardımcı olabilmişimdir.