Alıntı: Yazan Av.Barış Sevim sayın meslektaşlarım bir konu hakkında başıma ilk kez geldiği ve pratikte nasıl olduğunu bilmediğim için sizlerin yardımlarına başvuruyorum. Şimdi A kişisi bankadan kredi çekiyor ve B kisişide kefil oluyor. A kişisi banka lehine taşınmazını ipotek veriyor. Daha sonra A borcunu ödeyemiyor. Bankayla görüşüp tekrar yapılandırmaya gidiliyor borç ve taksitler halinde ödenmeye baslanıyor ancak A yine taksitleri ödemiyor. Bankada B kefile borcu sen öde ben sana ipoteği devredeceğim demektedir. benim öğrenmek istediğim. Kefil B taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğinde banka ipoteği hemen devrediyor mu yoksa taksitlerin bitmesini mi bekliyor. Eğer hemen devretmiyorsa B kisişi kendini nasıl güvence altına alacak..İleride banka devretmekten vazgecebilir mi? Burda ne gibi çıkabilecek sorunlar olabilir ileride? B kişisi ipoteği devraldıktan sonra hemen icra takibine girişebilir mi? Değerli görüşlerinizi benimle paylaşacağınıza emin olduğum için şimdiden teşekkür ederim.

Merhabalar;

Banka, ödemeler nihayete erip de borç bitmeden ipoteği devretmez. (B) ile yapacağı protokolle ipoteği devredeceğini taahhüt edebilir. Borç ödeninceye kadar (A) başka krediler kullanır yahut daha önce kullandığı kredi varsa bunlar da ödenmezse banka devirden vazgeçebilir. Lehine tesis edilen ipoteği bu borçlar için teminat olarak tutabilir. Bu konuyu banka nezdinde netleştirmenizde fayda var. Aksi halde yapılan ödemeler neticesinde yalnızca (A)'ya rücu edebilirsiniz.

Eğer banka, hesap kat ihtarnamesi keşide edip ipoteğin paya çevrilmesi yolu ile takibe geçmemişse (B), İİK 149/B maddesine göre takibe geçebilir (9 Örnek).

Tavsiyem; eğer banka, ödemelerin bitmesiyle birlikte ipoteği kayıtsız-şartsız devretmeyi taahhüt edebiliyorsa devralmak için girişimlere başlamanızdır. Aksi taktirde; taşınmaz kefil (B) adına kayıtlı değilse ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte borçlu sıfatıyla yer almayacaından takibe geçilmesini beklemeniz ve takip başladıktan sonra alacağı temlik almanız daha iyi olacaktır. Bu şekilde hem başlamış bir ipotek takibini devralacak hem de riskleri azaltmış olacaksınız. Burada da karşınıza, ipotek takibi ile birlikte başlatılacak diğer bir takipte (Örn. bono veya GKS'ye dayalı takipte), (B)'nin de borçlu sıfatıyla yer alacak ve haciz tehdidi ile karşılaşabilecek olması riski çıkacaktır. Sonuçta her iki halde de risk mevcut...

Saygılarımla...